Sayfalar

11 Şubat 2015 Çarşamba

Laik eğitim bildirisindeki "hurafe" ve "Ortaçağ" ifadelerine dini aşağılamadan tutuklama istendi


KEMAL GÖKTAŞ

Artvin Cumhuriyet Başsavcılığı, "laik ve bilimsel eğitim" talebiyle 13 Şubat'ta (yarın) okul boykotu yapılmasına ilişkin el ilanı dağıtan 4 sendikacı öğretmeni kanunda tutuklama yasağı bulunan "dine hakaret" suçundan tutuklanması istemiyle hakimliğe sevk etti. Savcı el ilanında geçen "Çocuklarımızı okullara hurafeler öğrensin, körpe beyinleri korkularla çarpılsın, Ortaçağ tezgahlarından geçsinler diye değil, bilimsel düşünmeyi öğrensinler diye gönderiyoruz" ifadelerinin "dini aşağılama" olduğunu ileri sürdü. Savcının tutuklama talebini reddeden hakim ise, bu suça istenen cezanın 6 aydan 1 yıla kadar hapis olduğunu ve tutuklama yasağı kapsamında kaldığını belirtti.

Laik eğitim talebine "dini aşağılama" suçlaması

Artvin'de Eğitim Sen üyesi 4 öğretmen, sendikalarının Türkiye genelinde bir günlük "laik, bilimsel ana dilde eğitim ce demokratik bir yaşam" talebiyle yapacağı bir günlük okul boykotunu tanıtan el ilanları dağıtırken gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğretmenlerin ifadesini alan savcı Yusuf Bahadır Özay, öğretmenlere çok tartışılacak suçlamalar yöneltti. Sacı Özay, el ilanlarında geçen "Çocuklarımızı okullara hurafeler öğrensinler, körpe beyinleri korkularla çarpılsın, Ortaçağ tezgahlarından geçsinler diye değil, bilimsel düşünmeyi öğrensinler diye gönderiyoruz" ifadeleri ile "cebir veya tehdit kullanılarak eğitim ve öğretime engel olma" suçunun yanı sıra Türk Ceza Kanunu'nun 216/3. maddesinde düzenlenen "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağıladıkları" iddiasıyla tutuklanmaları talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk etti.

"Dine yönelik bir ifade yok"

Savcının tutuklanmalarını istediği 4 öğretmen Sulh Ceza Hakimi Aynur Derya Kocagöz tarafından sorgulandı. Öğretmenler savunmalarında Eğitim Sen'in 13 Şubat günü eğtiimde boykot kararı aldığını ve bu amaçla kendilerinin de sendikanın el ilanlarını dağıttıklarını belirterek "Amacımız herhangi bir suç işlemek değildi. İfade özgürlüğü kapsamında sendikal ve anayasal hakkımızı kullandık. Hiçbir dini alenen aşağılamak gibi bir kastımız yoktur. El ilanında yazan '13 Şubat 2015 günü çocuklarımızı okullara göndermeyeceğiz" şeklindeki yazı ile herhangi bir şekilde eğitime devam eden çocukların velilerine yönelik cebir ve tehdit içerikli bir ifadede bulunma kastımız yoktur" dediler.

Anayasa'daki laiklik ilkesiyle savunma

Öğretmenlerin avukatlarından Bedrettin Kalın da "El ilanlarında herhangi bir dine yönelik aşağılayıcı ifade yer almamaktadır. Müvekkillerim sadece eğitimde güncel olan sorunu dile getirme, ayrıca laik ve bilimsel bir eğitime zemin hazırlayabilmek için anayasal hakları kapsamında bu bildirileri dağıtmışlardır. Zaten kendileri eğitimci olan müvekkillerin eğitim haklarını engelliyici bir tavır sergilemeleri mümkün değildir. Daha önce de aynı gerekçeler ile başka kişilere yönelik soruşturma vee kovuşturmalar yapılmış ancak sonuç olarak kişilerin eylemlerinin anayasal hak kapsamında kaldığı gerekçesi ile beraatlerine karar verilmiştir. Tüm müvekkillerim tutuksuz yargılanmalıdır" dedi.

Avukat Muhammet Altunal ise savunmasında Anayasa'nın 2. maddesi gereğince laik bir eğitimi gerçekleştirmek amaçıyla söz konusu el ilanlarının dağıtıldığına dikkat çekti.

Tutuklama yasağı kapsamında

Hakim Kocagöz, sorgu sonunda verdiği kararda şüpheliler hakkında TCK'nın 216/3. maddesi gereğince tutuklanmalarının talep edildiğini hatırlatarak "Söz konusu cezanın üst miktarının 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası olduğu, bu itibarla suçun tutuklama yasağı kapsamında kaldığına" dikkat çekti. Kocagöz ayrıca şüphelilerin "cebir veya tehdit kullanarak eğitim ve öğretime engel olmaya teşebbüs ettiklerine dair kuvvetli şüpheyi gösteren somut deliller olmadığını ve ve şüphelilerin sabit ikametgah sahibi oluşlarını göz önünde bulundurarak" tutuklamanın orantılı olmayacağını belirtti. Hakimin bu kararından sonra serbest bırakılan öğretmenler hakkında iddianame düzenlenecek.

O madde

Savcının "laik ve bilimsel eğitim" talebi içeren el ilanları için işletilmesini istediği Türk Ceza Kanunu'nun 216/3. maddesi "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" hükmünü taşıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder