Sayfalar

6 Ocak 2015 Salı

Ahmet Atakan eyleminde yolu kapatan göstericilere "araç ve demiryolu korsanlığından" dava


KEMAL GÖKTAŞ

Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, Hatay'da Ahmet Atakan'ın öldürülmesini protesto için sokağa çıkan 110 kişi hakkında "kanuna aykırı gösteri ve yürüyüş yapmak" suçlamasının yanı sıra Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen "ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması" suçundan da ceza verilmesi istemiyle dava açtı. Savcılık, gösteriler sırasında araç trafiğini engellediğini iddia ettiği kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar; hemzemin geçiti kapatarak demiryolu trafiğini engelledikleri iddia edilen kişilere 2 yıldan 5 yıla kadar ve hem araç hem de demiryolu trafiğini engellediklerini iddia ettiği kişilere ise 3 yıldan 8 yıla kadar "ekstra" hapis cezası istedi. Hakkında dava açılan kişilerle ilgili olarak daha önce de Eskişehir Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü de Kabahatler Kanunu'nu gerekçe göstererek "yolu trafiğe kapatmak" iddiasıyla 343'er TL idari para cezası vermişti.


Belediye Başkan Yardımcısı, öğretim üyesi, sendikacı, öğrenci...

Haklarında Türk Ceza Kanunu'nun "korsanlık" suçlarına işletilen maddelerinden dava açılan ve büyük çoğunluğu öğrenci olan 110 kişi arasında CHP'li Odunpazarı Belediye Başkan Yardımcısı Erdal Caferoğlu, Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Yasemin Özgün, Eğitim Sen eski il Başkanı Ali Paşahanlı, HDP İl Eşbaşkanı Ahmet Uluçelebi de yer aldı.

Araç ve demiryolu trafiğini engelleme

Eskişehir Cumhuriyet Savcısı Aydın Tekin, 10 Eylül 2013 günü, Hatay'daki Gezi eylemleri sırasında öldürülen ve halen failleri ortaya çıkarılmayan Ahmet Atakan isimli kişinin ölümünü protesto etmek amacıyla yapılan gösteriyle ilgili soruşturmasını tamamladı. Savcı Tekin, iddianamesinde, yaklaşık 300 kişilik bir grubun “Eskişehir Direniş Formu ve Ahmet Atakan ölümsüzdür, Eskişehir Direniş Formu” imzalı pankart ile yolları tamamen araç trafiğine kapatarak yürüdüklerini ve Üniversite Caddesinden Cengiz Topel Caddesine araç geçişlerini engelledikleri, demir yolunun üzerine oturarak ve yatarak yüksek hızlı tren ile yük treni geçişlerini tamamen durduklarını ileri sürdü. Göstericilerin belirtilen noktada araç ve demir yolu ulaşımını tamamen kapattıklarını vurgulayan savcı, grubun yaklaşık 4 saat yüksek hızlı tren yolunu ve Üniversite Caddesini kapattıklarını ileri sürdü. İddianamede, eylemin 17.20'de başladığı ve 00.20 sıralarında dağıldığı anlatıldı.
Bilirkişinin görüntüleri izleyerek hazırladığı rapora göre şüphelilerin tespit edildiğini anlatan savcı Tekin, şu iddialarda bulundu:
"Şüpheliler, gösteri boyunca yürüyüş güzergahı üzerindeki tüm araçların geçişini engelledikleri ve yüksek hızlı trenin yolunu yaklaşık 5 saat süreyle kapatarak tren seferlerinin tamamen durmasına neden olarak yolcuların mağduriyetine sebep olmuştur. Bu haliyle eylemleri barışçıl amaç taşımamaktadır. Şüpheliler zaman zaman kendilerine müdahale eden vatandaşlara şiddet uygulamış, kamuya açık karayolu ve tren yolunu uzun süre ulaşıma kapatmış ve insanların mağduriyetine neden olmuşlardır. Hatta hasta taşıyan bir ambulansın geçişine bile izin vermemişlerdir. Bu nedenlerle eylemleri toplanma ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında değildir ve suç teşkil etmektedir."

Suç var, mağdur yok

Savcı Tekin'in göstericilerin bazı vatandaşları yaraladığı iddiasına karşın, iddianamede yaralanan kişilerin kimliklerinin belirtilmemesi ve bu suçtan ötürü ceza istenmemesi de dikkat çekti.

11 yıla kadar hapis

Tekin, bu iddialarla 34 kişi hakkında "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına Muhalefet, araç ve demiryolu trafiğini engellemek" suçlarından 4.5 yıldan 11 yıla kadar, 39 kişi hakkında "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ve araç trafiğini engellemek suçlamalarıyla 2.5 yıldan 6 yıla kadar ve 37 kişi hakkında ise Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ve demiryolu trafiğini engellemek iddiasıyla 3.5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası istedi.

"8 kişi doğrudan hapse atılsın"

Savcı Tekin, daha önce benzer suçlardan mahkum oldukları iddiasıyla şüpheliler O.K, C.K, G.Ç, E.S., D.B.E, C.E., F.S. ve G.Ş hakkında TCK'nun "suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular" başlıklı 58. maddesinin ayrı ayrı uygulanmasını talep etti. Buna göre bu şüpheliler mahkum oldukları takdirde aldıkları ceza ertelenmeyecek veya paraya çevrilmeyecek. Hapis cezasını çektikten sonra bile şartlı tahliye süresi içinde denetimli serbestlik hükümlerine tabi olacaklar.

"Kabahat" cezası kesilmişti

Ahmet Atakan'ın öldürülmesinden sbonra Eskişehir'de yapılan gösterilerden sonra Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü de aralarında haklarında ceza davası açılan isimlerin de olduğu çok sayıda kişiye "yolu trafiğe kapatma" suçlamasıyla dava açmıştı. Bu davalara karşı sulh ceza mahkemelerine yapılan itirazlar da reddedilmişti. Şimdi bu kişilerin aynı zamanda "korsanlık" olarak bilinen suçlarda uygulanan Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılmaları isteniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder