Sayfalar
▼
4 Aralık 2014 Perşembe
Savcıdan Alevilikle ilgili derin analizler: "Cemevleri ile Mevlevi dergahı aynıdır. Her ikisi de din değil, hayat tarzıdır"
Savcının "Alevilik de Mevlevilik gibi tasavvufi bir yorumdur" itirazı kabul edilmedi
KEMAL GÖKTAŞ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararıyla gündeme gelen cemevlerinin ibadethane olup olmadığı konusunda Yargıtay'dan da önemli bir karar geldi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkında, tüzüğünde cemevi yaptırmak için girişimlerde bulunulacağı yazdığı için açılan kapatma davasında, cemevi yaptırmak üzere dernek kurulabileceğine
karar verdi. Kurul, yerel mahkemenin, derneğin cemevi yaptırma amacını tüzüğüne yazmasının laikliğin bir gereği olduğuna ilişkin kararını oy çokluğu ile onadı. Böylece Diyanet İşleri Başkanlığı'nın davaya gönderdiği "Cemevleri ibadethane değildir" görüşüne karşı Anayasa ve AİHM kararları doğrultusunda bir karar verilmiş oldu. Kurul'un cemevlerinin ibadethane olup olmadığı konusundaki tartışmaya ilişkin olarak "Bir yerin ibadethane olup olmadığı konusunda yargı kararları değil kişinin kendisinin belirleyici olacağı" görüşüne dayanarak karar verdiği belirtildi. Kararın cemevleri tartışmalarına da yeni bir boyut kazandırması bekleniyor.
"Cemevleri ibadet yeridir"
Ankara İl Dernekler Müdürlüğü’nün talebi üzeri tüzüğünde “cemevlerini ibadet yeri olarak” niteleyen Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’nin kapatılması için 24 Kasım 2010 tarihli davaname ile dava açıldı. Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, ilk kararında, cemevlerini ibadethane olarak niteleyen dernek hükmünün, Cumhuriyetin niteliklerini düzenleyen Anayasanın 2. maddesine aykırılık taşımaması ve kanunlarla yasaklanmamış olması nedeniyle reddetti.
Yargıtay:
Karar, savcılık tarafından temyiz edildi. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, mahkemenin kararını oy çokluğuyla bozdu. Bozma kararında, cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Oy çokluğu ile alınan kararda Daire, Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Ünvanların Men ve İlgasına Dair Kanun ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nğn kuruluşuna ilişkin düzenlemelere atıf yapıldı.
Dernek tüzüğünün 2. maddesinde "Derneğin amacı Çankaya'da yaşayan Alevi inançlı yurttaşların inanç ve ibadetlerini yerine getirme merkezleri olan cemevlerini yapmak ve yaptırmaktır" ifadesinin 4. maddesinde bulunan "Alevi inanç ve ibadet merkezi olan cemevlerini yapmak ve yaptırmak" ve "İmar Yasası uyarınca imar planlarında ibadet yeri olarak ayrılan alanlar üzerinde Alevi yurttaşların yaşadığı yerlerde cemevi inşa etmek üzere girişimlerde bulunmak" ifadelerinin yeniden düzenlenmesinin ya da tüzüğünden çıkarılmasının derneğe tebliğ edildiğinin belirtildiği kararda, derneğin maddeleri aynen koruduğu kaydedildi.
Mahkeme direndi
Ancak mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararına direndi. Hâkim Yaşar Eren, direnme kararında, Anayasa'nın 90. maddesine göre temel insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelerle kanun arasında çelişki olduğunda sözleşmelerin uygulanması gerektiğini belirtti. Hakim Eren, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. maddesine göre, herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahip olduğu, bu hakkın din veya inanç değiştirme suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerdiği, bu özgürlüğün ancak kamu güvenliği, kamu düzeninin, genel sağlığın veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için yasa ile sınırlanabileceğine dikkat çekildi. Kararda Anayasa'daki laiklik ilkesinin, din ve mezheplere eşit davranmanın, ancak kanunlarda herhangi bir dine, mezhebe atıfta bulunmamakla gerçekleştirilebileceği vurgulandı.
Savcı: "Alevilik de Mevlevilik gibi tasavvufi bir yorumdur"
Hakimin direnme kararı yeniden savcı tarafından temyiz edildi. Ankara Cumhuriyet Savcısı İsmail Akdoğan, temyiz dilekçesinde şöyle dedi:
"Alevilik bir din değildir. Dolayısıyla Cemevi de ibadethane değildir. İslamiyet, Hristiyanlık, Budizm, Musevilik... dinleri de vardr. İbadethaneleri de bellidir. Mevlevilik gibi Alevilik de İslam'ın alt tasavvufi yorumudur. Cemevleri ile Mevlevi dergahı aynı mahiyette ve değerdedir. Her ikisi de hayat tarzıdır. Aleviliğin yeni bir din, cemevinin yeni bir ibadethane olması düşünülemez. Derneğin tüzüğünün yasaya aykırılık teşkil eden maddelerindeki değişiklikleri yapmaması sonucu tüzüğü kanuna aykırı hale gelmiştir. Dolayısıyla davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi nedeniyle karar temyiz edilmiştir."
"Cemevlerine özgürlük"
Temyiz talebini görüşen Hukuk Genel Kurulu, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verdi. Kurul'un gerekçesini, yaklaşık 1 ay sonra yazması bekleniyor. Görüşmelerde kurul çoğunluğunun "bir yerin ibadethane olup olmadığını konusunda yargı kararlarının değil kişinin kendisinin belirleyeceği" görüşünü savunduğu öğrenildi. Cemevlerinin ibadethane olduğuna dair bir karardan kaçınan Kurul, yalnızca cemevi açmak ve yaptırmak için dernek kurulabileceğini kabul etti. Kurul çoğunluğunun, cemevi yaptırılmasına ilişkin maddelerin, Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına ilişkin Kanuna aykırı olsa bile Anayasa'nın 90. maddesindeki "temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır" hükmüne göre Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve diğer milletlerarası sözleşmelere göre karar verdi.
AİHM kararı gündeme geldi
Kurul'un, tebligat eksiklikleri nedeniyle üç hafta önce gündemine aldığı dosyanın ilk görüşmesinde, Daire görüşünü savunacak üye bulunmadığı için dosya çekildi. Dosyanın geçen haftaki Hukuk Genel Kurulu görüşmesinde ise karar almak için salt çoğunluk sağlanamadığından, dosya dünkü görüşmeye kaldı. Kurul'daki görüşmede, AİHM'in cemevleriyle ilgili son kararının, resmi tercüme olmadığı için incelenmediği ancak üyeler tarafından gündeme getirildiği bildirildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder