Sayfalar
▼
31 Ekim 2014 Cuma
Yeni HSYK'dan 28 talep
KEMAL GÖKTAŞ
Yargıçlar Sendikası ve YARSAV, hafta başında göreve başlayan HSYK'nın yeni üyelerine yönelik açık bir mektup kaleme aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurula atadığı avukat Aysel Demirel'in toplantıya başörtüsüyle katılmasının Bangolar Yargı Etiği ilkelerine aykırı olduğu savunulan mektupta, HSYK'dan 28 talepte bulunuldu.
29 Ekim 2014 Çarşamba
Mahkeme: Çocuğa isim için erkeğin kararı yeterli
KEMAL GÖKTAŞ
Yeni doğan çocuklarına verilecek isim konusunda anlaşamayan anne ve babanın karşı karşı geldiği davada mahkeme, çocuğun babasının, anne hastanede yatarken nüfusa kaydettiği ismin geçerli olduğuna hükmetti. Mahkemenin, kanundaki "Çocuğun adını ana ve baba birlikte koyar" hükmüne rağmen verdiği kararda, konulan ismin "Türk örf ve adetlerine uygun" olduğuna dolayısıyla annenin istediği ismin yazılmasına gerek olmadığı belirtildi. Annenin avukatı, kararı cinsiyetçi olarak niteledi.
28 Ekim 2014 Salı
17 Aralık'ta da tartışılan uygulamaya dava
KEMAL GÖKTAŞ
Yargıçlar Sendikası, savcıların yazdıkları iddianame ve takipsizlik kararlarının Başsavcıların görüldüsünden geçmeden kesinleşmemesi ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı aleyhine Danıştay'da dava açtı.
Uğur Kurt iddianamesindeki skandal: Polisin ateş ettiği "başkası" orada değilmiş!
Uğur Kurt iddianamesinde skandal: Polisin ateş ettiği iddia edilen gösterici orada değil diye tahliye edilmiş!
Ödülü eksik kalmasın: "8 aydan 5 yıla kadar hapis, silahı iade edilsin"
KEMAL GÖKTAŞ
Okmeydanı Cemevi'nde bir cenazeye katıldığı sırada polis memuru Sezgin Korkmaz'ın açtığı ateşle öldürülen Uğur Kurt'la ilgili iddianamede bir dizi çelişki yer aldı. Savcı Hasan Yılmaz, Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği iddianamede polis memuru Sezgin Korkmaz'ın kendilerine molotof atarak Akrep tipi aracın yanmasına neden olan göstericilere ateş ettiği sırada hatayla Uğur Kurt'u vurduğunu ileri sürdü. Savcının, iddianamede amirlerinin Sezgin Korkmaz'a olay anında "Sıkma" diye bağırdıklarına ilişkin görüntüler ve aynı yöndeki ifadelere hiç değinmemesi dikkat çekti. Polis memuru Korkmaz'a "meşru müdafaa sınırını kast olmadan aştığı" gerekçesiyle sadece 8 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteyen savcı, Uğur Kurt'u vuran tabancanın da sanık polise iade edilmesini talep etti. Savcı Yılmaz ayrıca, Korkmaz'ın C.K isimli bir göstericiye ateş ederken merminin yanlışlıkla Kurt'a isabet ettiğini savundu. Oysa mahkeme C.K'yı Okmeydanı'ndaki olaylara katıldığına ilişkin delil sunulmadığı için tahliye etmişti. C.K'nın avukatı Naciye Demir ise müvekkilinin olay yerinde olmadığı için mahkeme tarafından serbest bırakıldığını belirterek C.K'nın Kurt'un vurulduğu anda öğrencisi olduğu İstanbul Üniversitesi'nde olduğunu tanıkların ispatladığını, okuldan kamera kayıtlarının getirtilmesini de istediklerini söyledi.
27 Ekim 2014 Pazartesi
HSYK'da ilkler: Ak Partili, başörtülü, akraba...
KEMAL GÖKTAŞ
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSYK) 4 yıllık görev süresi biten üyelerinin yerine seçilen ve atanan yeni üyeleri bugün göreve başlıyor. Kurulun ilk gündemi daire başkanlığı ve üyelerinin seçimi olacak.
Cumhurbaşanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, hukukçu öğretim üyeleri ve avukatlar arasından 4 üyenin doğrudan atamasını yapmasıyla Kurul'un 22 üyesi tamamlanmış oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl üyeliklere, 2010 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanan avukat Rasim Aytin'i yeniden atadı. Erdoğan ayrıca Ankara Barosu avukatlarından Muharrem Özkaya ile İstanbul Barosu avukatları Hayriye Şirin Ünsel ve Aysel Demirel'i HSYK üyesi olarak atadı. Kurul'un tek kadın asıl üyeleri, Erdoğan'ın atadığı iki kadın üye olan Ünsel ve Demirel oldu. Böylece 22 asıl üyeli HSYK'da 2 kadın, 20 erkek üye görev yapacak. 12 Ekim'de hakim ve savcılar arasında yapılan seçimde tek kadın üye olarak Kurul'a giren Zeynep Şahin ise Kurul'un "yedek üyesi" olmuştu.
Yargıtay, şantajdan şikayetçi olan kadını "suçlu" çıkaran kararı bozdu
KEMAL GÖKTAŞ
Yargıtay, bir şantaj davasında, sanığın evli ve 2 çocuk sahibi olması nedeniyle, daha önce birlikte olduğu kadınla ilişkilerini gösteren CD'yle şantaj yapmasının "hayatın olağan akışına" uygun olmadığını, buna karşın başka erkeklerle de ilişkisi olan kadının ilişkilerini gösteren CD'leri alıp muhafaza etmesinin "kuvvetle muhtemel" olduğunu savunan yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kendisiyle birlikte olmasını ve para istediği kadını cinsel ilişki görüntülerini yaymakla tehdit ettiği ileri sürülen sanığın cezalandırılmasına hükmetti.
25 Ekim 2014 Cumartesi
Polis molotof atana uyarısız ve "duraksamadan" ateş edecek
KEMAL GÖKTAŞ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, molotof ve maskeyle eylemlere gidenlere cezaların verilmesini öngören iç güvenlik paketine ilişkin dikkati çeken bir çıkış yaparak, “Molotof ile yaklaşanlar terörist muamelesi görecekler ve durdurulacaklar” dedi. Bakan Ala da, “Ateşli silah neyse molotof da odur” diye konuştu. Davutoğlu’nun ifade ettiği türden bir değişiklik yapıldığı takdirde Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na göre polis, motolof kokteyli atanlara dur ihtarına ve uyarı amaçlı ateşe gerek duymadan, “duraksamadan” yani seri biçimde ateş edebilecek.
24 Ekim 2014 Cuma
AYM, "sendikal tazminata dönüş" kararı verdi
KEMAL GÖKTAŞ
Anayasa Mahkemesi, 2 yıl önce yürürlüğe giren Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun bazı hükümlerini iptal etti. İptal edilen düzenlemeler arasında sendikal nedenle işten atılan işçiye tazminat ödenmesini kaldıran hüküm de yer aldı. İptalden sonra sendikal nedenle işten çıkarılan işçiler, eskiden olduğu gibi 12 maaş tazminat alabilecekler. AYM ayrıca bankacılık ve toplu taşımada grev yasağı getiren düzenlemeyi de iptal etti. AYM, Bakanlar Kurulu'na "genel sağlık ve milli güvenlik" gerekçesiyle grev yasaklama yetkisine ise vize verdi.
23 Ekim 2014 Perşembe
Güvenlik diye nakledildi ama sanıklar da tanıklar da mahkemeye gelmeyecek
KEMAL GÖKTAŞ
Gezi eylemleri sırasında Antakya’da
polis tarafından atılan gaz fişeği ile öldürülen Abdullah Cömert davasında garip
gelişmeler yaşanıyor. Güvenlik gerekçesiyle Balıkesir’e nakledilen davada, sanık
polisin video konferansla yeni atandığı Mersin’den ifade vermesine karar
verildi. Mahkeme tanıkların ve Cömert ailesinin de Hatay’da dinlenilmesine
karar verdi. Cömert ailesinin avukatları ise mahkemenin bu kararına tepki
göstererek “hani dava sanığın güvenliği gerekçesiyle nakledilmişti?” diye
sordu. Avukatlar sanığın mutlaka mahkemeye gelerek ifade vermesi gerektiğini
belirtti.
16 Ekim 2014 Perşembe
Asistana "Kürtçülük yapıyor" diyen hoca yargılanacak
Ceza soruşturmasına izin, disiplin cezasına ret kararı.. Rektörlük ve dekanlıktan garip karar:
"İnsan ilişkilerinde sorunlu, disiplin cezasına gerek
KEMAL GÖKTAŞ
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, doktora tez danışmanlığını yaptığı öğrencisine Kürt olduğu için "Kürtçülük yaptığı ve PKK'lı" olduğu iddiasında bulunduğu belirtilen Prof. Dr. Necmettin Kamil Sevil hakkında soruşturma izni verdi. Rektörlüğün osruşturma izni kararına karşın disiplin soruşturmasında garip gerekçelerle verdiği "disiplin cezasına yer olmadığı" kararına karşı da dava açıldı. Rektörlük, Sevil hakkında aynı iddiayla yürütülen disiplin soruşturmasında "Öğrencilere karşı sert bir mizaç sergilediği, insan ilişkilerinde nazik olmadığı" tespitine yer vererek "insan ilişkilerinde kimi kusurlarının olması, 30 yıldır öğretim üyesi olması ve bilimsel çalışmalarının değerli olarak görülmesi" gerekçesiyle disiplin cezası verilmemesine karar verdi.
14 Ekim 2014 Salı
Polis devletinde "derinleşme" teklifi: İletişime sınırsız takip
KEMAL GÖKTAŞ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı güvenlik güçlerinin yetkilerini artırmaya yönelik kanun tasarısı beklenirken, Meclis'e sürpriz bir yargı paketi geldi. Hakim ve savcılara zam öngören kanun teklifi ile birlikte Meclis'e sunulan, bugün Adalet Komisyonu'nda görüşülmesi beklenen teklifte, geçen şubat ayında çıkarılan yargı paketi ile sınırlama getirilen "arama, el koyma, dinleme, izleme, teknik takip ve avukatların dosya inceleme yetkisi"ne ilişkin düzenlemelerden geri dönülmesi dikkat çekti. Şüphe ve delil şartı aranmadan ve süre sınırı olmadan iletişimin tespit edilmesini öngören teklifte ayrıca dinleme, teknik takip, izleme, gizli soruşturmacı (ajan) görevlendirilmesi yapılacak suçların kapsamı da genişletilmesi öngörülüyor. Teklifteki düzenlemelerin Kobani ve Gezi gibi yaygın sokak eylemlerinin yanı sıra "paralel yapıya" yönelik yapılacak soruşturmaları etkileyeceği ve yargıya soruşturmalar sırasında daha geniş yetkiler verilmesinin hedeflendiği belirtildi. Kolluk güçlerine daha geniş yetki verilmesine ilişkin düzenlemelerin ise daha sonra Meclis'e sevk edileceği belirtildi.
Aramada geriye dönüş
Bu yıl şubat ayında yapılan değişiklikle şüpheli veya sanıkla ilgili arama kararlarız verilebilmesi zorlaştırılmıştı. Yapılan değişiklikle şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri ve ona ait diğer yerler ancak "suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe" olması durumunda aranabiliyordu. Ancak teklif buradaki "somut delillere dayalı kuvvetli şüphe" kriteri yerine, şubat ayından önce olduğu gibi "makul şüphe" olmasının arama için yeterli olmasını düzenliyor. Teklifin gerekçesinde arama yapılabilmesi için somut delillere dayalı kuvvetli şüphe şartının aranmasının uygulamada çeşitli güçlükler ortaya çıkardığı savunuldu. Gerekçede, ayrıca, bu şartın aranmasının "kurumun" amacını ve işlerliğini zayıflattığı ileri sürülerek bu yüzden "makul" şüphe halinde arama yapılması amacıyla değişiklik teklif edildiği belirtildi.
El koymanın kapsamı
Teklifle ayrıca CMK’nın "taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma" başlıklı 128. Maddesi'nin kapsamının genişletilmesi hedefleniyor. Mevcut kanunda "silahlı örgüt üyeliği" ve "bu örgütlere silah sağlama" suçlarında mal varlığına el koyma kararı verilirken teklif bu suçların yanı sıra "Cebir ve şiddet kullanarak, Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı, cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi veya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçları ile "Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan" ve "Anayasal düzene karşı suçları işlemek için anlaşmak" suçlarında da mal varlığına el koyma kararları verilebilecek.
Sınırsız "iletişimin tespiti"
Teklifle "suç işlendiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda" yapılabilen iletişimin tespiti kararları artık bu koşullar olmadan da verilebilecek. Yani telefonla kimin kimi aradığı, ne kadar konuşulduğu, kimlerle mesajlaşıldığı, elektronik posta ve internet yoluyla mesajlaşmaların tespit edilmesi için herhangi bir şüphe veya delil şartı aranmayacak. Ayrıca dinleme ve kayda almanın aksine, iletişimin tespiti herhangi bir süreyle sınırlı olmayacak. Yani kişilerin iletişimi geriye doğru sınırsızca tespit edilebilecek.
Buna göre kanunda yazılı katalog suçlarda, yani göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, öldürme, işkence, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, nitelikli hırsızlık ve gasp, uyuşturucu ticareti, parada sahtecilik, fuhuş, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, kara para aklama, silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama ile devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarında herhangi bir şüphe ya da delil olmasa da kişilerin iletişimleri sınırsızca tespit edilebilecek.
Dinleme ve takibin kapsamı genişletildi
Teklifle dinleme, iletişimin tespiti, sinyal bilgilerinin alınabileceği, gizli soruşturmacı (ajan) kullanılabilen ve teknik takip yapılabilen suçları ifade eden "katalog suçların" da kapsamı genişletildi. Buna göre mevcut kanunda "silahlı örgüt üyeliği" ve "bu örgütlere silah sağlama" suçlarında dinleme ve iletişimin tespiti yapılabiliyorken teklifle bu suçların yanı sıra "Cebir ve şiddet kullanarak, Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı, cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi veya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçları ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan ve "Anayasal düzene karşı suçları işlemek için anlaşmak, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (bölücülük), düşmanla işbirliği yapmak, devlete karşı savaşa tahrik, temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama, yabancı devlet aleyhine asker toplama, askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma, düşman devlete maddi ve mali yardım, suçlarda da katalog suçlar kapsamına alındı.
Avukatın dosya inceleme yetkisine sınırlama
Şubat ayında yapılan değişikliklerle CMK’nın avukatların soruşturma dosyalarını incelemelerine sınır getiren düzenlemeleri kaldırılmıştı. Ancak teklif bu düzenlemelerin yeniden getirilmesini düzenliyor. Teklife göre avukatın dosyayı inceleme ve belge alması savcının istemi üzerine hakim kararıyla sınırlandırılabilecek. Şüphelinin ifadesi, adli tutanaklar ve bilirkişi raporlarına ise sınırlama getirilemeyecek.
Örgüt suçunda soruşturma kolaylığı
Örgüt suçlarındaki soruşturmalarda savcı, hakim tarafından yapılacak işlemleri suçun işlendiği yer savcılığının yanı sıra soruşturmanın yürütüldüğü yerdeki savcılıktan da isteyebilecek.
Demirtaş: "Roboski'de, Gezi'de katliam emrini veren, 140 çocuğu gösterilerde öldürme emrini veren bize katil diyemez"
Demirtaş'tan hükümete:
"Ölümden öte köy var mı? Bizi neyle tehdit ediyorsunuz?"
"Bedel ödeteceğiniz kişilerle mi süreci yürüteceksiniz?"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetin Kobani politikalarını sert şekilde eleştirerek "Bizim hükümetiniz, devletimiz, benim öz kardeşim orada (Kobani) barbar, tecavüzcü ordusunun tehdidi altındayken 'orası bizi ilgilendirmez' diyebiliyorsa, sen de bizim hükümetimiz değilsin. Kürdün öfkesi budur işte" dedi. Hükümetin Kobani protestoları ile ilgili olarak "bedel ödetileceği" açıklamalarına da tepki gösteren Demirtaş "Ölümden öte köy var mı? Ölümlerin en acısını yaşattınız. Merak ediyorum neyle tehdit ediyorsunuz bizi?" diye sordu.
İbrahim Okur'dan sürpriz açıklama: "Hakim ve savcılar ince ayar yaptı"
KEMAL GÖKTAŞ
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 10 asıl üyesinin belirlendiği seçimlerinh kaybedenlerinden olan HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, seçim sonuçları ile ortaya çıkan yeni HSYK'nın yapısı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hakim ve savcıların seçimde "ince ayar" yaparak her görüşün temsil edildiği bir kurul yapısını ortaya çıkardıklarını söyleyen Okur, bu durumu "umut verici" olarak niteledi. Okur, düşük oy almasının da, bazı yorumcuların ısrarla iddia ettiğinin aksine arkasında cemaat desteği olmadığını ortaya çıkardığını da söyledi.
13 Ekim 2014 Pazartesi
Yeni HSYK'yı 8 bin "şikayet" dosyası bekliyor
Zekariya Öz ve diğer hakim savcılara soruşturmalar yolda
En yüksek oyu Ergenekon şüphelisi, en düşük oyu Ergenekon hakimi aldı
KEMAL GÖKTAŞ
HSYK'da (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) hükümetin desteklediği Yargıda Birlik Platformu'nun 10 üyelikten 8'ini almasının ardından gözler yeni oluşacak Kurul'da Emniyet'te yapıldığına benzer bir "paralel" operasyonu yapılıp yapılmayacağına çevrildi. Mevcut HSYK'nın, Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davalarda görev alan hakim ve savcılarla ilgili yaklaşık 8 bin civarında şikayet dilekçesini işleme koymadan beklettiği ve bu dosyaların yeni HSYK tarafından açılacağı belirtiliyor.
Tanrıça Themis özgür kalabilir mi?
HSYK'da son durum: 10 AKP, 4'er MHP, CHP ve cemaat
KEMAL GÖKTAŞ
HSYK üyeliği için adli ve idari yargıdaki seçimlerin tamamlanmasıyla HSYK'da seçimle gelen 16 üyenin 15'i belirlenmiş oldu. Adalet Bakanı ve müsteşarın doğal üye olduğu Kurul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatlar ve öğretim üyeleri arasından seçeceği 4 üye ve bir üyenin de Türkiye Adalet Akademesi'nden seçilmesiyle kurul tamamen yenilenmiş olacak. Akademi'den hükümete yakın bir üyenin gelmesine kesin gözüyle bakılıyor. Buna göre 22 üyeli kurulun 15'i hükümetin destek verdiği isimlerden oluşacak. Ancak seçim döneminde yapılan ittifaklar nedeniyle bunların tamamı Ak Parti'ye yakın üyelerden oluşmuyor. Üyelerin siyasi görüşlerine bakıldığında Kurul'un yapısının "10 Ak Partili, 4 sosyal demokrat, 4 ülkücü ve 4 cemaat mensubu" olacağı görülüyor. Sosyal demokratlardan ve ülkücülerden 6'sı hükümet ittifakıyla kurula girerken birer sosyal demokrat ve ülkücünün ise cemaat oylarıyla kurula seçilmesi oy dengelerini daha kritik hale getiriyor.
12 Ekim 2014 Pazar
HSYK seçiminden sonra ne olacak?
KEMAL GÖKTAŞ
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki dengeleri belirleyecek olan seçim nihayet bugün yapılıyor. Sert söylemlerin egemen olduğu bir seçim döneminin ardından yaklaşık 14 bin hakim ve savcı 10 HSYK üyesini seçmek üzere sandık başına gitti. Bu yarışın sonucu sadece yargı açısından değil Türkiye’nin siyasi geleceği açısından da önemli etkileri olabilecek.
10 Ekim 2014 Cuma
HSYK: Cemaatle hükümetin kader düellosu
KEMAL GÖKTAŞ
Anayasa'da 2010 yılında referandumla kabul edilen değişikliğin ardından HSYK üyeleri, ikinci kez adli ve idari yargı hakim ve savcılarının oyuyla belirlenecek. HSYK'nın 10 asıl 6 yedek üyesini seçmek için 13 bin 994 hakim ve savcı oy kullanacak.
HDP, "Türkiyelileşme” ve Demirtaş*
KEMAL
GÖKTAŞ
Cumhurbaşkanı'nı
halkın seçmesine yönelik Anayasa değişikliklerinden sonra gerçekleşen ilk
seçimde CHP ve MHP'nin temel amacı Recep Tayyip Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasını
önlemek olarak formüle edilmişti. İki partinin göstereceği ortak adayla
Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasını önleyecek bir oy oranının yakalanması umudu
aslında matematiksel olarak mevcuttu ancak cemaatin 17 ve 25 Aralık
yolsuzluk “operasyonlarına” rağmen AKP’nin 30 Mart seçimlerinde başarıyla
çıkması muhalefette önemli bir demoralizasyon yaratmıştı. Bu durum, CHP ve MHP
açısından ayrı adaylar çıkardıklarında seçim yarışında başarısız olma riskini
ve korkusunu da beraberinde getirmişti. Anketler ve siyasi havanın da etkisiyle
her iki parti daha seçimin ilk turunda Erdoğan karşısında ortak bir aday çıkarma
konusunda kolaylıkla anlaştılar. Bunda olası bir başarısızlığın faturasını
hiçbir parti tek başına üstlenmeyecek olmasının önemli bir etkisi vardı.
3 Ekim 2014 Cuma
Yargıtay'ın çocuk istismarında akıl almaz sorusu
KEMAL GÖKTAŞ
Yargıtay, babasının arkadaşı tarafından arabayla kaçırılarak cinsel istismara uğrayan 13 yaşındaki çocuk ile ilgili verilen "ruh sağlığı bozulmuştur" raporunu kabul etmeyerek, ruh sağlığının arabayla kaçırıldığı için mi yoksa cinsel istismar nedeniyle mi bozulduğunun araştırılmasını istedi. Yargıtay kararı doğrultusunda bir kez daha muayene işkencesine maruz kalacak olan mağdur çocuğun istismar nedeniyle değil, kaçırıldığı için ruh sağlığının bozulduğuna karar verilirse, sanığa verilen 12.5 yıl hapis cezası, 2.5 yıla düşecek.
Ankara'da yaşanan olayda, 13 yaşındaki küçük kız çocuğu D.B yolda yürürken babasıyla aynı işyerinde çalışan ve evlerine gelip giden H.G arabayla yanında durarak 'Seni baban çağırıyor, babanın yanına götüreceğim' dedi. D.B ise H.G'nin, babasının arkadaşı olması ve evlerine gelip gitmesi nedeniyle tereddüt etmeden arabaya bindi. Bir süre sonra arabanın farklı bir yoldan gittiğini fark eden D.B, babasını aramak istedi ancak H.G buna izin vermedi. Cep telefonunu mağdur çocuğun elinden alan H.G, çocuğa cinsel istismarda bulundu. Mağdur çocuk, babasını aramasına izin vermeyen ve kendisini kaçırmaya kalkan adamın arabasından bir fırsat bulup atlayarak kaçtı ve bir eve sığınarak babasını durumdan haberdar etti. H.G hakkında cinsel istismar ve hürriyetten yoksun kılma suçlarından dava açıldı.
12.5 yıl ceza
Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sırasında Hacettepe Üniversitesi Çoçuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı, mağdur çocuğun ruh sağlığının bozulduğuna dair rapor verdi. Olayın üzerinden 1 yıl 10 ay geçtikten sonra hazırlanan raporda, D.B'nin "yaşadığı olay sonrası gelişen travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin bir kısmının halen devam ettiği, dolayısıyla yaşadığı olaydan dolayı ruh sağlığının bozulduğu tıbbi kanaatine varıldığı" belirtildi.
Mahkeme, dava sonunda, H.G'yi "çocuğun basit cinsel istismarı" suçundan önce 3 yıl hapis cezasına mahkum etti. Ancak mahkeme çocuğun ruh sağlığı bozulduğu için kanun gereği cezayı 15 yıl hapse yükseltti. İyi hal indirimi yapılan sanık 12.5 yıl hapis cezası aldı.
"Hangi suçtan ötürü ruh sağlığı bozuldu?"
Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesi, Hacettepe Üniversitesi'nin raporunda mağdurenin "hangi suç nedeniyle ruh sağlığının bozulduğuna dair yeterince açıklık bulunmadığı, çocuğun bacağının okşanması eyleminden dolayı ruh sağlığının bozulup bozulmadığı konusunda Adli Tıp'tan rapor alınması gerektiği" gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi ise Yargıtay'ın kararına uymadı ve eski kararında direndi. Mahkemenin direnme kararında, Hacettepe Üniversitesi'nin mağdurenin cinsel istismar eyleminden ötürü ruh sağlığının bozulduğu için rapor verdiğinin açık olduğu belirtildi.
Sanık kurtulacak
Sanığın kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na geldi. Genel Kurul'a görüş bildiren Yargıtay Başsavcılığı da tebliğnamesinde, 14. Ceza Dairesi'nin kararı doğrultusunda yerel mahkeme kararının bozulması ve mağdurenin Adli Tıp'ta muayene edilerek yeni bir rapor hazırlanması gerektiğini savundu.
Dosyayı geçen hafta görüşen Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bu görüşe katılarak yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verdi. Karar doğrultusunda mağdure çocuk, 3.5 yılı aşkın bir süre önce yaşanmış istismar olayı için Adli Tıp Kurumu'nun ilglii İhtisas Kurulu'nda yeniden muayene edilecek. Türk Ceza Kanunu'nda ruh sağlığının bozulması, cinsel istismar suçlarında ağırlaştırıcı neden sayılırken hürriyeti yoksun kılma suçunda ağırlaştırıcı neden sayılmadığı için sanığın cezası önemli ölçüde düşecek. Adli Tıp'ın çocuğun ruh sağlığının "cinsel istismar" değil de "hürriyetten yoksun kılma" suçundan ötürü ruh sağlığının bozulduğuna karar vermesi halinde, sanığın cezası 12.5 yıldan 2.5 yıla düşecek.
--
Kemal Göktaş
Bir bayram kutlaması ve "içerdekilerin" dışarıdakilere raporu
Kırıkkale F Tipi Hapishanesi'nden Gökhan Gündüz tarafından gönderilmiş bir bayram kutlaması ve ekinde Eylül ayı hak ihlalleri raporunu aldım. Sadece ben okuyayım diye yazılmadığına göre, en azından burada paylaşmak istedim.
Merhaba
Eylül ayında Kırıkkale F Tipi Hapishanesi'nde yaşatılan, uğradığımız hak ihlallerinin raporunu paylaşıyoruz sizinle...
2 Ekim 2014 Perşembe
Demirtaş: Hükümet PYD ile görüşmeye kapalı değil
KEMAL GÖKTAŞ
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmesinde hükümetin PYD ile görüşmeye kapalı olmadığı izlenimi edindiğini belirterek "Türkiye böyle bir adım atarsa bir taşla birden çok kuş vurmuş olur" dedi.
1 Ekim 2014 Çarşamba
Ölümüne dayağa işkence davası ağır cezadan döndü
KEMAL GÖKTAŞ
Eskişehir'de Gezi eylemleri sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz'la aynı saatlerde dövülen Doğukan Bilir'le ilgili davada asliye ceza mahkemesinin suçun yaralama değil, işkence olduğuna ilişkin kararı ağır ceza mahkemesinden döndü. Eskişehir 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nin, Bilir'i dövdükleri iddiasıyla yargılanan sanık polisler hakkında "yaralama" suçundan açılan davada verdiği görevsizlik kararına yapılan itiraz üzerine Ağır Ceza Mahkemesi, hiçbir gerekçe göstermeden "görevli olmadığına" karar verdi. Böylece dosyanın hangi mahkemede hangi suçlamayla görüleceğine ilişkin karar Yargıtay'a kalmış oldu.