Sayfalar
▼
27 Ağustos 2014 Çarşamba
22 Temmuz soruşturması nedeniyle hakim ve savcıya inceleme teklif eden HSYK 3. Dairesi, Zekeriya Öz kararını neden alamadı?
KEMAL GÖKTAŞ
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 3. Dairesi, yasadışı dinleme iddiasıyla "paralel yapıya mensup olduğu" iddia edilen polislerin gözaltına alındığı 22 Temmuz Operasyonu'nu yürüten savcı İrfan Fidan ile sanıkların hakimlik sorgusunu yapan Sulh Ceza Hakimi İslam çiçek hakkında "inceleme yapılmasını teklif etme" kararı aldı. İki yargı mensubu hakkında inceleme yapılıp yapılmayacağına ise HSYK BAşkanı sıfatıyla Adalet Bakanı Bekir Bozdağ karar verecek. Daire, paylaştığı twitter mesajları ile hükümet üyelerinin tepkisini çeken Bolu Savcısı Zekeriya Öz hakkındaki inceleme talebini ise karar yeter sayısına ulaşamadığı için gelecek haftaya bıraktı.
YSK, HSYK seçimi için start verdi. Muhafazakar, ülkücü, solcu koalisyonunun adayları netleşti
KEMAL GÖKTAŞ
Anayasa'da 2010 yılında yapılan değişiklikle 2010 yılında kürsüde görev yapan hakim ve savcıların 10 asıl 6 yedek üye seçtiği HSYK'da 12 Ekim'de yapılacak seçim için start verildi. YSK, 2010'daki HSYK seçimlerinde propagandayı tamamen yasaklamasına rağmen bu seçimde adaylara, hakim ve savcılara mektup, elektronik posta ve kısa mesajlarla ve kapalı yer toplantısı yoluyla kısmi propaganda serbestisi sağladı.
22 Ağustos 2014 Cuma
Zirve'deki önemli deliller için Jandarma'dan tuhaf yanıt: "Evraklar bizde ama sistemde imzaları göremiyoruz"
KEMAL GÖKTAŞ
Jandarma Genel Komutanlığı'nın Malatya'da 3 Hıristiyan'ın öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamı davasına gönderdiği yazıda , misyonerliğin 2010'da Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde yapılan değişiklikle iç tehdit olmaktan çıkarıldığı belirtildi. Jandarma, mahkemenin sanıkların misyonerlikle ilgili istihbarat faaliyetlerinin olup olmadığı sorusuna ise, istihbarat raporlarının Bilgi Havuzu'nda olduğunu, ancak imza atan personelin isimlerinin sistemden kaynaklı olarak görülemediği yanıtını verdi.
21 Ağustos 2014 Perşembe
Yargıdan baba tokadına ceza yok
KEMAL GÖKTAŞ
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, oğluna tokat atan baba hakkında açılan davada mahkemenin "acıtmadan hafifçe vurduğu" gerekçesiyle verdiği beraat kararını onadı. Böylece kanunda açık şekilde suç olarak düzenlenmiş aile içi şiddet konusunda getirilen caydırıcı hükümlere rağmen Yargıtay, "baba tokadına" vize vermiş oldu.
18 Ağustos 2014 Pazartesi
Öcalan'dan "Yol haritası imzalansın" önerisi
http://www.milliyet.com.tr/ocalan-yol-haritasi-icin-gundem-1927069/
KEMAL GÖKTAŞ
Çözüm sürecinde müzakere aşamasına geçildiğini duyuran Abdullah Öcalan'ın, 30 Eylül'e kadar yürütülecek görüşmelerle şekillenecek yol haritasının bir protokole bağlanarak taraflarca imzalanmasını önerdiği öğrenildi. Öcalan'ın protokole kendisinin ve devlet heyetinin imza atmasını istediği belirtilirken "müzakere" aşamasındaki görüşmeleri yürütmek için bir "sekreterya" talep ettiği de öğrenildi. Kulislerde, Akil İnsanlar heyetinden bir grubun yakında adaya giderek Öcalan'la görüşebileceği de belirtiliyor.
17 Ağustos 2014 Pazar
Çözüm sürecinde yol haritası 30 Eylül'e kadar yapılacak "görüşmelerle" belirlenecek
KEMAL GÖKTAŞ
İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan, HDP heyeti ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada ilk kez "müzakere aşamasına" gelindiğini söyledi. 30 yıllık savaşın "demokratik müzakereyle" sonuçlanma aşamasında olduğunu belirten Öcalan, "Etkileri ve sonuçları çok büyük olan bir süreçten geçiyoruz" dedi. Öcalan'ın müzakere aşamasına geçildiğini söylediği görüşmede 30 Eylül'e kadar çözüm sürecinin yol haritasının belirleneceği ve bunun için devlet heyeti ile Öcalan'ın, HDP ile de hükümetin yoğun görüşmeler yapılacağını söylediği öğrenildi. Müzakere aşamasında kritik rolü ise "bağımsız ve tarafsız" isimlerden oluşacak İzleme Kurulu'nun oynayacağı belirtildi.
15 Ağustos 2014 Cuma
Polis fezlekesi: Ethem Sarısülük terörist, avukatı ve davasına katılanlar da terörist...
"Özel yetkili ruhu" Sarısülük davasında
"Ethem Sarısülük'e terörist denilen polis fezlekesinde Sarısülük ailesinin avukatının "Basına demeç vermesi, güncel gelişmeler doğrultusunda, sivil toplum örgütlerinin kitlesel eylemlerine katılması, mevcut hukuku burjuva hukuku diye eleştirmesi, 14 yıl aynı büroda çalıştığı avukat arkadaşının anmasına katılması" terörist suçlamasının delili olarak gösterildi.
KEMAL GÖKTAŞ
Gezi eylemleri sırasında Ankara'da polis memuru Ahmet Şahbaz'ın açtığı ateşle öldürülen Ethem Sarısülük'ün ailesinin avukatı Kazım Bayraktar ile duruşmalardan sonraki açıklamalara katılan 10 kişi hakkında "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla soruşturma açıldı. Soruşturmaya ilişkin polis fezlekesinde, ölmeden önce hakkında herhangi bir soruşturma veya dava olmayan Ethem Sarısülük ile ilgili olarak "terör örgütü üyesi" denilmesi dikkat çekti. Avukat Bayraktar'ın duruşmalardan sonra yaptığı açıklamalar ve "basına demeç" vermesi de terör örgütü üyeliği suçuna delil olarak gösterilen fezlekede Bayraktar'ın "burjuva hukuku" ifadesini kullanması, adil yargılama hakkının ihlal edildiğini belirterek mahkemenin bazı kararlarını eleştirmesi ve 14 yıl aynı büroda çalıştığı meslektaşının mezarındaki anmasına katılması da terör örgütü üyeliğine delil olarak gösterildi ve Bayraktar ile ilgili olarak "avukatlık kisvesi altında eylemlere katıldığı" ileri sürüldü.
14 Ağustos 2014 Perşembe
Ali İsmail Korkmaz'ı döverek öldürenlere "yaralama" cezası vererek kurtarma hamlesi
KEMAL GÖKTAŞ
Eskişehir'de Gezi eylemleri sırasında polislerin ve sivil kişilerin döverek öldürdüğü üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'la ilgili Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı rapor dosyaya girdi. Raporda, Korkmaz'ın ölüm nedeninin darptan kaynaklı bağlı beyin kanaması olduğu, ancak beyin kanamasını kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçların "kolaylaştırdığı ve hızlandırdığı" belirtildi.
"Darba bağlı beyin kanaması"
Milliyet'in ulaştığı raporda 4'ü profesör, biri doçent ve ikisi uzman doktor olan 7 Adli Tıp üyesinin imzası bulunuyor. Raporda, tomografi görüntülerine göre Korkmaz'ın beyninde oluşan hasarlara yer verilerek sonuç bölümünde şöyle denildi:
"Kişinin kendisinde mevcut kalp damar ve kapak hastalığı nedeniyle coraspin ve coumadin kullandığı ve hastaneye götürüldüğünde INR değerinin yüksek olduğu (5.3) dikkate alındığında kullandığı ilaçların darp eylemi sonucu meydana gelen beyin kanaması oluşumunu kolaylaştırıcı ve kanamayı artırıcı etkisiyle, ölüm meydana gelmesinde katkısı olduğunun kabülü gerektiği oy birliği ile mütalaa olunur."
Korkmaz'ın ölümünün darba bağlı beyin kanamasından meydana gelmiş olduğunu kesin biçimde tespit eden rapor, sanıkların dövdükleri kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığı yönündeki savunmasını da büyük ölçüde zayıflattı. Sanık avukatlarının ikinci argümanı ise Korkmaz'ın ölüm nedeninin kullandığı ilaçlar olduğu iddiasıydı. Adli Tıp raporunda ise ölümün beyin kanamasından meydana geldiği, ilaçların ise hızlandırıcı etkisinden bahsedildi. Adli Tıp raporunun sanıkların hukuki durumuna etkisine ise davanın görüldüğü Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi karar verecek.
Tedavisinde ilaçlar dikkate alınmamıştı
Korkmaz'ın daha önce kalp ameliyatı geçirdiği ve “comodin” isimli kan sulandırıcı ilaç kullandığı biliniyordu. Korkmaz’ın dövülmesinden sonra arkadaşları bu bilgiyi sağlık ekiplerine vermelerine rağmen tedavide bu hususun ilk etapta atlanmasının ölümünde etkili olduğu da belirtilmişti.
Mahkemenin yorumu belirleyecek
Eskişehir Başsavcılığı 4’ü polis, 4’ü sivil kişi 8 kişi hakkında açtığı davada sadece Korkmaz’ın başına tekme attığı görüntülenen Terörle Mücadele Polisi Mevlüt Saldoğan’ı “kasten öldürme” ile suçlamış ve müebbet hapis istemişti. Korkmaz’ı döven diğer sanıkların ise “öldürme suçuna yardım” ettikleri iddiasıyla 10 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istemişti. Davaya Kayseri'deki mahkemeden önce bakan Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise bir yandan davaya devam etmek istememesine rağmen Korkmaz'ın sağlık durumuna ilişkin belgeleri Adli Tıp Kurumu'na göndermişti. Mahkeme, Adli Tıp'tan Korkmaz'ın ölümüne hangi darbenin sebebiyet verdiği, diğer yaralanmasının bu meydana gelen ölüm neticesinde bir katkısının olup olmadığı, daha önceki rahatsızlığın veya kullandığı ilaçların darp olayı ile birleşmesi sonucunda ölüm neticesinin meydana gelmesinde bir etkisinin olup olmadığı hususlarının araştırılmasını ve Türk Ceza Kanunu'nun "yaralama" suçunu düzenleyen 86 ve 87. maddeleri kapsamında rapor hazırlanmasını istemişti.
Mahkemenin, ölümün beyin kanamasından meydana gelmesine rağmen, ilaçların hızlandırıcı etkisini sanıkların lehine yorumlaması durumunda ise 7 sanıkla ilgili yaralama suçundan 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar, Saldoğan ile ilgili ise “yaralama sonucu ölüm” suçundan 8 yıldan 16 yıla kadar hapisle cezalandırılması söz konusu olabilecek. Ceza süreleri 3 yılın altında olan sanıkların erteleme veya dolaylı aftan yararlanma olanakları da bulunduğu için suçun yaralama kapsamına alınması sanıkları “kurtarmış” olacak. Korkmaz’ın başına tekme atarken görüntülendiği için diğer sanıklardan ayrı değerlendirilen polis memuru Saldoğan da kemik kırığına neden olarak yaraladığı için 8 yıl yatıp çıkabilecek.
13 Ağustos 2014 Çarşamba
Ali İsmail Korkmaz davasında "ölüm nedeni darptan" diyen Adli Tıp raporu ve sanıkların net fotoğraflarına Milliyet ulaştı
KEMAL GÖKTAŞ Ankara
Fotoğraflar: http://www.milliyet.com.tr/gundem/iste-kamerayi-kapattiran--eli-coplu-sahis--1925209/son-dakika-gundem/SonDakikaGaleri/13.08.2014/1925209/default.htm?PAGE=1
Eskişehir'de Gezi eylemleri sırasında polislerin ve sivil kişilerin döverek öldürdüğü üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'la ilgili Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı rapor dosyaya girdi. Raporda, Korkmaz'ın ölüm nedeninin darptan kaynaklı bağlı beyin kanaması olduğu, ancak beyin kanamasını kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçların hızlandırdığı belirtildi. Dosyaya giren TÜBİTAK raporunda ise Korkmaz'ın dövüldüğü yeri gören Beşik Otel kameralarını kapattıran "eli coplu şahsa" ait fotoğraflar ile sanıkların Ali İsmail Korkmaz'ı döverken çekilen ve gece olması nedeniyle flu olan görüntüler netleştirilerek elde edilen fotoğrafları da yer aldı.
Net kareler
Dosyaya giren TÜBİTAK raporunda Ali İsmail Korkmaz'ın dövülürken Harman Ekmek Fırını kamerasından çekilen ve jandarma tarafından kurtarılan görüntülere ilişkin analizler yapıldı. TÜBİTAK raporunun ekinde Beşik Otel'e girerek kameraları kapattıran ve raporda "eli coplu şahıs" olarak geçen, müdahillerin ise sanık polis memuru Hüseyin Engin olduğunu savunduğu kişinin fotoğrafları da yer aldı. Raporun ekinde ayrıca Korkmaz'ı döven kişilerin flu görüntüler içinden netleştirilmiş fotoğrafları da mahkemeye gönderildi. Bu kişilerin davada yargılanan sanıklar olup olmadığına ilişkin nihai kararı mahkeme verecek.
"Darba bağlı beyin kanaması"
Milliyet'in ulaştığı raporda 4'ü profesör, biri doçent ve ikisi uzman doktor olan 7 Adli Tıp üyesinin imzası bulunuyor. Raporda, mahkemeden gönderilen ve Ali İsmail Korkmaz'ın dövülmesinden yaklaşık 3 saat sonra 3 Haziran 2013 günü saat 03.00'da çekilen tomografi ile bir gün sonra saat 12.06'da çekilen tomografi görüntülerinin incelendiği belirtildi. Raporda, tomografi görüntülerine göre Korkmaz'ın beyninde oluşan hasarlara yer verilerek ölümünün darba bağlı beyin kanamasından meydana gelmiş olduğunu kesin biçimde tespit edildi. Rapor sanıkların dövdükleri kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığı yönündeki savunmasını da büyük ölçüde zayıflattı. Adli Tıp raporunda ayrıca ölümün beyin kanamasından meydana geldiği, ilaçların ise hızlandırıcı etkisinden bahsedildi. Adli Tıp raporunun sanıkların hukuki durumuna etkisine ise davanın görüldüğü Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi karar verecek.
Tedavisinde ilaçlar dikkate alınmamıştı
Korkmaz'ın daha önce kalp ameliyatı geçirdiği ve “comodin” isimli kan sulandırıcı ilaç kullandığı biliniyordu. Korkmaz’ın dövülmesinden sonra arkadaşları bu bilgiyi sağlık ekiplerine vermelerine rağmen tedavide bu hususun ilk etapta atlanmasının ölümünde etkili olduğu da belirtilmişti.
Eskişehir Başsavcılığı 4’ü polis, 4’ü sivil kişi 8 kişi hakkında açtığı davada sadece Korkmaz’ın başına tekme attığı görüntülenen Terörle Mücadele Polisi Mevlüt Saldoğan’ı “kasten öldürme” ile suçlamış ve müebbet hapis istemişti. Korkmaz’ı döven diğer sanıkların ise “öldürme suçuna yardım” ettikleri iddiasıyla 10 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istemişti.
Zirve katliamı sanıklarına 'oy izni' verildiği ortaya çıktı
KEMAL GÖKTAŞ
Zirve Yayınevi katliamı davasında tutuklu yargılanırken denetimli serbestlikle ev hapsine alınan sanıkların mahkemeden izin alarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanmak için dışarı çıktıkları ortaya çıktı.
Oylarını 1.1 milyon artıran HDP'nin güç dağılımı haritası
KEMAL GÖKTAŞ
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, partisinin 30 Mart'ta aldığı oyları önemli ölçüde artırdığı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortaya ilginç bir manzara çıktı. Demirtaş, daha önce yüzde 1'in altında olan il sayısını 40'dan 1'e düşürdü. "Yokluk" sınırı anlamına gelen yüzde 1 sınırının aynı zamanda psikolojik bir eşik olduğu dikkate alınırsa kongrelerini tamamlayarak örgütlenecek bir HDP'nin önümüzdeki seçimlerde tüm Türkiye'de seçim yarışının önemli bir aktörü olma potansiyeli taşıdığı ortaya çıkıyor.
12 Ağustos 2014 Salı
"Elbirliği" ile işlenen Ali İsmail Korkmaz cinayetinin "elbirliği" ile karartılması
KEMAL GÖKTAŞ
Gezi eylemleri sırasında Eskişehir'de polislerin ve sivil kişilerin döverek öldürdüğü Ali İsmail Korkmaz davasının sonucunu etkileyecek nitelikteki TÜBİTAK raporu nihayet dava dosyasına girdi. Kayseri'de görülen davadaki skandalları ortaya koyan raporda olay yeri yakınındaki Beşik Otel’in kameralarının "eli coplu bir şahsın" müdahalesi ile kapatıldığını ve Harman Ekmek Fırını'nın kamerasının ise silinmek amacıyla iki kez bilirkişi tarafından olmak üzere 4 kez "sürücüleri temizleme" işlemine tabi tutulduğunu ortaya çıkardı.
Selahattin Demirtaş: "Seçime girmeseydik Erdoğan daha yüksek oy alır, çok daha umutsuz bir hava oluşurdu"
Selahattin Demirtaş, seçim sonuçlarını Milliyet'e değerlendirdi
KEMAL GÖKTAŞ
Cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinin aldığı oy oranını yüzde 50 civarında artırarak yüzde 9.8 oranında oy alan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçime katılmamış olsalardı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok daha yüksek oy alacağını ve bunun da karamsar, umutsuz havayı büyüteceğini söyledi. Mevsimlik işçilerin oy kullanmaması nedeniyle hedefleri olan yüzde 11-11.5'a ulaşamadıklarını söyleyen Demirtaş sandık sonuçları konusunda da ciddi kuşkuları olduğunu belirterek "Sandıkların yüzde 98'i açıldıktan sonra sayım 2-3 saat durdu. Bu konuda ciddi kuşkularımız var" dedi. CHP ve Meclis dışı sol siyasetin kendisini çok ciddi sorgulaması gerektiğini savunan Demirtaş Alevilerden aldıkları oyların kıymetini bileceklerini ifade etti. Demirtaş, sadece Alevilerden değil geniş kesimlerin oyunu aldıklarını belirterek bazı muhafazakar AKP'lilerin de kendisine oy verdiğini söyledi.
HDP oylarını nasıl artırdı?
KEMAL GÖKTAŞ
Kürt siyasi hareketinin temsilcisi BDP ile Türkiyeli sol, sosyalist, çevreci, feminist ve bazı muhafazakar çevrelerin ortaklığı ile kurulan HDP, özgün bir siyaset deneyimi olarak geçen yıl tarih sahnesindeki yerini aldığında en önemli itirazı BDP içinden almıştı. Diyarbakır milletvekili Altan Tan'ın yüksek sesle dile getirdiği itirazlar, bölgedeki BDP tabanında da soru işaretlerine neden oluyordu. BDP her ne kadar kendisini sol çizgide tanımlasa da kitle tabanındaki dindarların ve muhafazakarların yoğunluğu nedeniyle Türkiyeli sol çevrelerle girilecek bir ilişkinin bölgedeki oyları AKP'ye kaptırma olasılığı da güçlü şekilde dillendiriliyordu. HDP'ye yönelik eleştirilerin bir diğer ucunda ise ÖDP, TKP ve Halkevleri gibi sol çevrelerin HDP'yi Kürt siyasi hareketinin Türkiye solu üzerinde bir tür hegemonya kurma girişimi olarak gören yaklaşımları yer alıyordu. HDP çatısı altında bir çok sosyalist parti yer almasına rağmen solun genel bir bölümünün mesafeli yaklaşması da "HDP projesinin" başarısı konusunda soru işaretlerine neden oluyordu. CHP'nin MHP ile birlikte muhafazakar-İslami bir siyaset geleneğinden gelen Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday çıkarmasından sonra da HDP ile diğer sol çevreler arasında ortak bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarma konusunda doğrudan ve dolaylı görüşmeler yapılmış, ancak sonuç alınamamıştı. Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamasının ardından HDP'nin kurulduktan sonra ilk kez katıldığı 30 Mart seçimlerinde aldığı yüzde 6.5 civarında bir oy alacağı yorumları ağır basıyordu.
11 Ağustos 2014 Pazartesi
Alevi oylarında yeni yönelimin işareti
KEMAL GÖKTAŞ
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidilirken Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığına tepki duyan Alevilerin oylarının yöneleceği adres merak konusuydu. HDP adayı Selahattin Demirtaş'ın Alevilere yönelik özel vurgusu nedeniyle CHP'ye giden Alevi oylarının bir kısmının HDP'ye yöneleceği tahminleri yapılıyordu. Seçim sonuçları, Alevilerin yoğun olarak yaşadıkları yerlerde önemli ölçüde Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy çıktığını, ancak kısmi de olsa Demirtaş'a da oy kaymaları yaşandığını ortaya koydu.
Malatya, Erzincan, Kahramanmaraş, Erzurum, Tunceli, Adıyaman gibi illerde Alevi oylarının çoğunlukla İhsanoğlu'na gitti. Ancak buralar HDP oyunu hatırı sayılır ölçüde artırarak Alevilerin bir bölümünün oyunu alabildi.
Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Hatay'ın Samandağ ilçesinde İhsanoğlu yüzde 90.4 oy alırken 30 Mart'ta HDP'nin yüzde 0.75 oyuna karşılık Demirtaş yüzde 3.5 oy aldı. Demirtaş, Hatay'ın Defne ilçesinde de 30 Mart'ta 0.53 olan oy oranını yüzde 3.8'e çıkardı. Tunceli Merkez'de de 30 Mart'ta yüzde 41.59 olan HDP oyu, Demirtaş'la birlikte yüzde 52.2'ye çıktı. Ovacık'ta ise yüzde 39'dan yüzde 60'a oyunu çıkaran Demirtaş, İzmir Narlıdere'de yüzde 3.99'dan yüzde 10.7'ye, Amasya'nın Gümüşhacıköy ilçesinde yüzde 0.63'den yüzde 1.3'e, Sivas'ın İmranlı ilçesinde yüzde 2.79'dan yüzde 7.6'ya, Aydın'ın Didim ilçesinde de yüzde 6.43'den yüzde 10.6'ya yükseltti.
Demirtaş, HDP'yi yüzde 10 sınırına getirdi
KEMAL GÖKTAŞ
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı yüzde 9.8 oy oranıyla partisinin 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde aldığı 6.44 oyu yüzde 50 oranında artırarak büyük bir başarıya imza attı. HDP, Şanlıurfa ve Iğdır dışındaki illerin tamamında oylarını artırırken 30 Mart'ta hayal kırıklığı yaşadığı İstanbul, Ankara ve İzmir'in yanı sıra Batı'daki birçok ilde de oy oranlarını büyük ölçüde artırdı.
8 Ağustos 2014 Cuma
Uludere Mahkemesi'nden radikal Roboski kararı: "Vahim olayın anılmasını askeri yasak bölge diye engellemek hukuka aykırı"
KEMAL GÖKTAŞ
Uludere Sulh Ceza Mahkemesi, Uludere'de 34 kişinin uçaklar tarafından bombalanarak öldürülmesiyle ilgili olarak, "askeri yasak bölgeden" geçerek Irak topraklarında basın açıklaması yaptığı iddiasıyla 18 kişi hakkında açılan davada verdiği beraat kararının gerekçesinde çarpıcı değerlendirmeler yaptı. İlk defa bir yargı kararında "Robosik katliamı" ifadesine yer verilen gerekçeli kararda "Sanıklar üzerinde büyük bir etki yaratmış olan vahim nitelikte olayın anılmasını sadece askeri yasak bölge olduğundan bahisle sınırlandırılmasının, gösteri hakkının özüne müdahale niteliğinde olduğu" belirtildi. Gösteri hakkının "tahrik etmeyi de kapsadığı" ifade edilen kararda, yetkililerin güvenlik güçlerini, gösteri hakkını sınırlandırmak için değil, vatandaşların güvenliklerini sağlamak için kullanmaları gerektiği kaydedildi.
HSYK seçimlerinde tansiyon yükseliyor: İbrahim Okur aday, Platformun yakında açıklayacak
KEMAL GÖKTAŞ
Cumhurbaşkanlığı seçimine günler kala seçim yarışı kızışırken hükümet ile cemaat arasındaki kavgada önemli bir dönüm noktası niteliğinde olan HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) üye seçimleri ile ilgili tansiyon da yükseliyor. YARSAV ve Yargı Sen'in aday listesini açıklamasından sonra HSYK'nın tartışmalı isimlerinden 1. Daire Başkanı İbrahim Okur bağımsız aday olacağını açıkladı. Adalet Bakanlığı'nın koordinesinde çalışan Yargıda Birlik Platformu ise elektronik posta yoluyla yaptığı temayül yoklamasını tamamladı. Platformun adaylarını yakında açıklaması bekleniyor.
7 Ağustos 2014 Perşembe
Mahkemeden Abdullah Cömert'i vuran zanlı polise kıyak üstüne kıyak
KEMAL GÖKTAŞ
Gezi eylemleri sırasında Hatay'da Abdullah Cömert'i Akrep aracından attığı gaz fişeği ile öldürdüğü iddiasıyla yargılanan polis memuru Ahmet Kuş'un tutuklanma talebi yine reddedildi. Cömert ailesinin avukatı Hatice Can'ın tutuklama istediği dilekçesinde Kuş hakkında kanunun öngördüğü bir maddenin belirtilmemesi nedeniyle eksik ceza istendiği de ortaya çıktı. Aynı suçlama ile Ankara'da yargılanan polis memuru Ahmet Şahbaz hakkında olası kastla öldürme suçundan istenen 25 yıla kadar ceza, suçta kamu malı olan tabancayı kullandığı için 33 yıl 4 aya çıkmıştı. Ancak Ahmet Kuş hakkında açılan davada Hatay Başsavcılığı'nın "gaz fişeğini" kamu malı saymaması nedeniyle 25 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
5 Ağustos 2014 Salı
HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'den "yargıya operasyon" için sert uyarı
"İzin alınmadan soruşturma açanların cezai ve hukuki sorumluluğu doğar"
KEMAL GÖKTAŞ
Cemaate yönelik 22 Temmuz emniyet operasyonundan sonra yargı mensuplarını da kapsayacak ikinci bir soruşturma yapılacağı iddialarının arttığı günlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)Başkanvekili Ahmet Hamsici'den, "HSYK izni olmadan hakim ve savcılara soruşturma açılamaz" açıklaması geldi. Cemaate yakın olduğu iddia edilen Hamsici, HSYK izni olmadan hakim ve savcılara soruşturma açılması halinde bunun hukuki ve cezai sorumluluğu olacağı "uyarısında" bulundu. İsim vermeden 22 Temmuz soruşturmasını da eleştiren Hamsici, yargının siyasi baskı altına alınmaya çalışıldığını savundu. Soruşturmanın medya üzerinden yürütüldüğünü savunan Hamsici, "Yargı unsurlarının psikolojik harekat uygulamalarına maruz bırakıldığını" ileri sürdü.
4 Ağustos 2014 Pazartesi
Uğur Kurt soruşturmasında savcıdan silinen görüntülere "ZOM yapılmış olabilir" yorumu
KEMAL GÖKTAŞ
Okmeydanı Cemevi’nde polis memuru S.K.’nın açtığı ateşle öldürülen Uğur Kurt’la ilgili soruşturmada emniyetin görüntüleri kararttığı iddiasıyla ilgili olarak kamerayı Adli Tıp'a gönderen savcılıktan skandal bir yorum geldi. Savcılık yazısında, S.K'nın ateş ettiği anda tam arkasında olan Akrep aracındaki kameranın Kurt'un vurulduğu zaman dilimindeki görüntülerinin tahrif edilmiş olmasıyla ilgili olarak "Kamera sisteminin olaydan 15 dakika önce ZOM moduna geçmiş olabileceği" savunuldu.