Sayfalar
▼
15 Temmuz 2014 Salı
"Bir yargıç, Bir Haşhaşin'e, bir suikastçiye dönüşebilir mi?"
KEMAL GÖKTAŞ
Yargıtay 8. Ceza Dairesi yargıcı Erkan Özkaya "Pepsis ve Tarantula" isimli romanında bir yargıcın "Bir Haşhaşin'e, bir suikastçiye dönüştürülmesinin" hikayesini anlatıyor.
Erkan Özkaya, 1998 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 1999 yılında hakim adayı olarak göreve başladı. Yurdun çeşitli yerlerinde ceza hakimliği yaptıktan sonra 2011 yılından bu yana Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nde hakimlik görevine devam ediyor. Özkaya, Eylül ayında yapılacak HSYK üye seçimleri öncesinde cemaat dışındaki muhafazakarlar, sosyal demokratlar ve ülkücü kökenli yargı mensuplarının bir araya gelerek oluşturduğu Yargıda Birlik Platformu'nda aktif görev alıyor.
Özkaya'nın kitabı taşrada, Mustafakemalpaşa ilçesinde asliye ceza yargıcı olarak görev yapan hakim Ercan Azizoğlu'nun oldukça garip hikayesi ile başlııyor. Azizoğlu, kendi halinde, ortalama bir yargıcın inanç ve değer yargılarına sahip, işini idealistçe yapmaya çalışan ve kanunlardan da kaynaklansa adil olmayan bir karar verdiğinde kabus gören bir hakim. Ancak yaşadığı ve kendi ölçüleriyle anlam veremediği bir dizi gizemli olay sonucunda bütün dünyası alt üst oluyor. Karşısına artık yetişkin bir genç kadın olan kız kardeşinin çocukluk hali çıkan Azizoğlu, küçük kız çocuğunun kendisine yaşattığı birçok metafizik olaydan sonra iradesini tamamen kaybediyor. Azizoğlu, kendi küçük dünyasında yaşarken teknolojinin imkanlarını kullanan bir gücün, dinlemeler, gizli kameralar, izlemeler, Facebook gibi sosyal paylaşım platformlarından elde edilen bilgiler, internette çözdürülen testler vs. yoluyla etrafında yarattığı mistik olaylarla örülü dünyanın esiri haline geliyor. Daha öncesinde hukuka aykırı karar vermemek için görevini titizlikle yapmaya çaba gösteren bir yargıç iken "doğa üstü" sandığı güçlerin kendisini yönlendirmesiyle dosyaları okumadan tutuklama kararları vermeye ve üstelik tutuklama kararlarının itiraz üzerine kaldırılmaması için de başka yargıç ve savcıları yönlendirmeye gayret eden biri haline dönüşüyor. Azizoğlu'nun hayata ilişkin bilgileriyle açıklayamadığı bu mistik olayların gerisinde ise Türkiye'nin füze savunma sistemi ihalesinden, yabancı servislerin faaliyetlerine, soyundan geldiği Hassan Sabbah'ın intikamını almaya yenimn etmiş bir eski MOSSAD ajanına, Türkiye Başbakanı ve Genel Kurmay Başkanı'na ve rütbeli askerlerine varana kadar birçok kahraman romanda yerini alıyor. Azizoğlu'nun, yani bir yargıcın "Bir Haşhaşin'e, bir suikastçiye dönüştürülmesi" hikayesi polisiyenin ve mistik edabiyatın çarpıcı bir örneği ile okuru peşinden sürüklüyor.
Kitapta teknolojik izlemeler ve maniplasyonlar, mistik öğeler, zihinsel kontrol yöntemleri, facebook gibi sosyal medya ortamlarındaki testler yoluyla bir yargıcın zihninin tamamen kontrol altına alınarak istenilen kararları vermesinin nasıl sağlandığı anlatılıyor. Yargıdaki cemaat kadrolaşmasının tartışıldığı günlerde ilginç göndermelerle dolu romanda, Türkiye'nin füze savunma sistemi ihalesinden, yabancı servislerin faaliyetlerine kadar birçok çarpıcı konu ele alınıyor. Polisiye kitaptaki ana tema ise zihinsel kontrol sağlanan yargıçlarda oluşturulan inançlarla hukuk dışı kararları nasıl aldıklarının sorgulanması.
Cemaat eleştirileri
Özkaya'nın kitabında, "Anayasa'ya, kanunlara ve vicdanına" göre karar vermesi beklenen ve hayatının büyük bölümünde bu ilkeyle yaşayan bir hakimin, iradesini teslim ettiği bir zihinsel kontrol süreci sonunda hukuktan ve adaletten nasıl ayrıldığı etkileyici bir dille anlatılıyor. Kitapta hiç adı geçmese de, yargıçların hukuk dışı saiklerle karar vermeleri, yani kişisel inançlarını, aidiyetlerini hukukun önüne geçirmelerine ilişkin anlatının arkasında yargı içinde son dönemde çok tartışılan "cemaat" etkisine yönelik köklü eleştiriler olduğu görülüyor.
"Pepsis ve Tarantula" isminin altında kapakta yer alan "Bir yargıç, Bir Haşhaşin'e, bir suikastçiye dönüşebilir mi?" sorusu ise akıllara Başbakan Erdoğan'ın Gülen cemaati üyeleri için yaptığı "Haşhaşin" benzetmesini getiriyor.
Özkaya'nın kitabının Erdoğan'ın bu konuşmasından önce tamamlandığı anlaşılıyor ancak "haşhaşin" ifadesinin kapakta yer almaya devam etmesi kitapta Hasan Sabbah'ın ötesinde cemaatle ilgili yöntemlerin de anlatıldığı izlenimi uyandırıyor.
Pepsis ve Tarantula
Kitaba adını veren Pepsis, bir yaban arısı türü. Tarantula ise vücudu 5, bacakları 1/-13 santim uzunluğunda, zehri 20 insanı birden öldürebilecek olan, dünyanın en zehirli örümceği. Pepsis'in, bu kadar güçlü zehri bulunan tarantulayla ilişkisi kitapta şöyle anlatılıyor:
"Pepsis, tarantulanın zehrine karşı özel bir panzehirle korunmuştur ve örümceğin kuvvetli zehrinden etkilenmez. Sokma sırası arıya geldiğinde örümceği karnının sol üst tarafındarn sokar ve zehrini buraya boşaltır. Arının zehri tarantulayı öldürmez ancak onu felç eder. Tarantulanın karnında bir delik açan yaban arısı buraya tek bir yumurta bırakır. Birkaç gün içinde yumurtadan pepsisin yavrusu çıkar. Yumurtalar için gerekli ısı ve larvalar için besin hazırdır. Yavru değişim geçireceği koza dönemine kadar tarantulanın etini yiyerek beslenecek ve onun içinde korunacaktır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder