Sayfalar
▼
6 Nisan 2014 Pazar
'Kılıçdaroğlu canım ciğerim ama BDP’ye verdim'
KEMAL GÖKTAŞ
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’de kaybetmesinin birçok nedeni var: “Cemaat ittifakı, çözüm sürecine yeterli desteği vermemesi, Dersim katliamına ilişkin aktif politika sürdürmemesi, aday seçimi...”
Türkiye’de genel başkanların seçim performansı değerlendirilirken göz önüne alınan önemli kriterlerden biri de memleketlerinde gösterdikleri başarı olur. Bu açıdan Süleyman Demirel için Isparta, Turgut Özal için Malatya, Mesut Yılmaz ve Tayyip Erdoğan için Rize hep partilerinin kalesi olagelmiştir. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli de 2011’deki genel seçimde 2 milletvekilini de CHP’den seçerek bu desteğini göstermişti. Ancak 30 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde CHP Tunceli Belediye Başkanlığı’nı BDP’den alamadığı gibi ilçelerde de başarısız kaldı.
Tunceli’deki siyasetçiler ve seçmenler, Türkiye genelinde seçime damgasını vuran AKP ve diğerleri kutuplaşmasının Tunceli’deki versiyonunun CHP ve diğerleri şeklinde yaşandığına dikkat çekiyor. CHP’ye rakip olarak çıkan BDP’nin ve sosyalist partilerin oluşturduğu Devrimci Güç Birliği ittifakının propagandasının temel eksenini CHP’nin “düzen partisi” olduğu tezi oluşturdu. 1970’lerden bu yana Tunceli’de sarsılmaz bir iktidarı bulunan CHP 2004’te DEHAP’a belediye başkanlığını kaptırmasından bu yana eski gücüne ulaşamadı. CHP, daha çok kentteki yaşlı seçmenlerden oy alırken giderek nüfus içindeki oranı artan genç ve orta kuşağın tercihleri ise BDP ve sosyalistler oldu. CHP, bu profilde “sağ” parti muamelesi görürken 2004’den önceki belediyecilik pratiği de pek iyi anılmıyor.
Kutuplaşma böyle gerçekleşince ortaya ilginç seçim sonuçları da çıktı. 2004’den beri BDP ve ittifak yaptığı sosyalist grupların belediyeyi aldığı Tunceli’de AKP İl Genel Meclisi’nde yüzde 14 oy almasına rağmen belediye başkanlığı seçiminde oyu yüzde 9 civarında gerçekleşti. Tunceli Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Tunç’a göre asker, polis ve memurların çoğunluk oluşturduğu Atatürk Mahallesi’ndeki sandıklardaki sonuçlar, il genel meclisinde AKP’ye oy verenlerin, belediye başkanlığında CHP’ye oy verdiğini gösteriyor. Tunç, 2009’daki seçimde AKP’nin belediye başkanlığında aldığı yüzde 21 oyun yüzde 9’a düştüğünü de dikkat çekiyor. Bu iddiaya karşın CHP’liler ise bazı AKP’lilerin CHP gelmesin diye BDP adayına oy verdiğini ileri sürüyor. Ancak seçim sonuçlarında bu iddiayı kanıtlayan veri pek yok.
Kılıçdaroğlu’nda Tunceli’de CHP’nin seçimi kaybetmesinin nedenleri ise şöyle sıralanıyor:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasından sonra Tunceli’de büyük bir kredisi vardı. Ancak Mansur Yavaş gibi ülkücü-sağ kökenli adaylar göstermesi, seçim kampanyasında bozkurt işareti yapması, cemaatle işbirliği yapıldığına ilişkin algı, çözüm sürecine beklenen desteği vermemesi, Dersim 1938 olaylarına ilişkin aktif tutum sergilememesi, emek ve sol eksenli bir politika yapması beklenirken Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin de ‘devlet partisi’ görüntüsünden uzaklaşmaması gibi etkenlerle Kılaçdaroğlu’nun etkisi zayıfladı. CHP’nin adayı Hızır Bahtiyar Aytaç’ın 20 yıldır Tunceli dışında yaşaması, merkezden atanan aday olarak algılanması, tabanda karşılığının olmaması gibi etkenler de seçmeni etkiledi. Ayrıca ilde yeni kurulan üniversitedeki çoğu Güneydoğu’daki illerden gelen 2 bini aşkın öğrencinin BDP’ye oy vermeleri de farkın açılmasına neden oldu.
Yaşlılar CHP’yi, gençler BDP’yi tercih ettiler
Tunceli’de 70’li yıllarda devrimci gençlerin “yakında devrim olacağına ilişkin” propagandaları nedeniyle “Palavra meydanı” denilen alandaki çay bahçesinde oturan Tunceliler ise CHP’nin kaybetme nedenlerinin başına “sağcı” politikaları koyuyor. 36 yıldır Almanya’da yaşayan Mehmet, Kılıçdaroğlu’nun Mansur Yavaş tercihinin kentte sorgulandığını, bozkurt işareti yapmasının olumsuz etki yaptığını belirterek “Dersimliler CHP’ye bir ceza verdi. Gençler hiç oy vermedi. Sadece yaşlılar CHP’yi tercih etti” dedi. “Ben CHP’liyim, Kılıçdaroğlu canımız ciğerimiz ama oyumu BDP’ye verdim” diyen işçi Gürkan Öncel ise CHP’nin adayı Hızır Bahtiyar Aytaç’ın seçim kampanyası sırasında bazı evlerde BDP’nin işçi ve sendika kökenli adayı Mehmet Ali Bul için “Bir işçi mi bizi yönetecek?” dediği söylentisinin yayıldığını belirterek “Çıkıp bunu yalanlamadı. Demek ki söylemiş. Bu söz yüzünden bütün işçiler BDP’nin adayına oy verdik. MHP’den aday olsaydı, MHP’ye oy verirdik. Çünkü içimizden gelen, dürüst bir emekçi” dedi. Gürkan’ın arkadaşı İbrahim ise BDP’nin kazanmasının tek nedeninin aday olduğu görüşüne katılmıyor ve “BDP kimi gösterse o seçilirdi” diyerek itiraz etti.
Kılıçdaroğlu’nun “Seçim sonuçlarından sonra en çok neresi için üzüldünüz?” sorusuna Tunceli yerine Artvin yanıtını vermesi de CHP’lileri üzmüş.
GEZİ'NİN MESAJ ALDIK
TKP’li Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun bütün kararların alınacağı halk meclislerinin oluşturulacağını söylemesine benzer biçimde Tunceli il merkezinde BDP de halk meclisleri oluşturmayı hedefliyor. Tunceli Belediye Başkan Yardımcısı Tunç, ayrıca Gezi’de verilen mesajın en iyi Tunceli’de okunduğunu savunarak “Halk meclisleri Gezi’den sonra ortaya çıkan park forumlarının yönetime katılmış biçimi olacak. Ekolojik yönetim Dersim’de hayata geçecek” dedi.
BDP VE DEMİRTAŞ ETKİSİ
Tunceli eski Belediye Başkanı BDP’li Edibe Şahin, “Kılıçdaroğlu CHP lideri olduğunda Alevi Kürtler ilk defa kendilerinin iktidarda temsil edileceği umuduna kapıldı. Bunu tarihi bir fırsat olarak gördüler. Ama yerel seçimlerde tutumlar farklı olur. Tunceli’nin 70 yıllık belediyecilik tarihinde CHP vardır ama halk onlara mecburen oy vermiştir. Halk BDP yönetiminde belediyecilik farkını gördü. CHP’nin çözüm sürecindeki duruşu da etkili oldu” dedi. Kentte etkili olan Emek Partisi’nin 12 yıl il başkanlığını yapmış olan Tunceli Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Tunç da “Selahattin Demirtaş’ın mitinginde Zaza - Kürt ayrımının BDP için söz konusu olmadığını ve bütün ezilen milliyetler için mücadele ettiklerini söylemesi önemliydi” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder