Sayfalar
▼
23 Nisan 2014 Çarşamba
Ermeni aydınların Başbakan'ın taziye mesajına ilk tepkileri
DİASPORADAN DA TÜRKİYE TOPLUMUNA BARIŞ MEKTUBU
"BU ANMA GÜNÜ SİZE DE AİT. SİZ KATILMADAN VE BUGÜNÜ TANIMADAN, BİZLER TOPLUM OLARAK İYİLEŞEMEYİZ"
Kemal GÖKTAŞ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ermeni tehcirinin yıldönümü olan 24 Nisan'dan önce yaptığı sürpriz açıklama Ermeni aydınları tarafından "eksiklikleri olmasına rağmen oldukça önemli" olarak değerlendirildi. Bu arada Ermeni cemaatine yönelik yayın yapan Agos gazetesinin son sayısında da "Diaspora'dan mektubun var Türkiye" başlığıyla yayınlanan haberde Ermenistanlı yönetmen Eric Naziran'ın "24 Nisan'ı birlikte anma" çağrısı yer aldı. Mektupta "Siz katılmadan ve bugünü tanımadan, bizler toplum olarak iyileşemeyiz" denildi.
DİASPORADAN TÜRKİYE TOPLUMUNA "BARIŞ" MESAJI
Başbakan Erdoğan’dan 24 Nisan mesajı, Agos gazetesinin internet sitesinde yorumsuz yer aldı. Sitede Agos'un son sayısında "Diaspora'dan mektubun var Türkiye" başlıklı haberde, Ermenistanlı yönetmen Eric Nazarian'ın Türkiye toplumuna yönelik kaleme aldığı mektubun yer alması dikkat çekti.
Nazarian'ın mektubunda "Türkiye toplumuna 'Bu anma günü size de ait' demek istiyorum. Siz katılmadan ve bugünü tanımadan, bizler toplum olarak iyileşemeyiz. Toplum olarak iyileşmek mümkün mü? Anlamlı diyaloglarla, bu korkunç trajedinin yarattığı kısa ve uzun vadeli sonuçları kabullenerek geçmişle ve soykırımla açık bir şekilde yüzleşerek. Bugün, hakkaniyetli Türklerin anısına ve onların kurtardığı hayatlara da ait. 24 Nisan, dünya genelindeki Ermeniler için bir anma ve düşünme günü. Bugün, yeni fikirler ortaya atan, kültürümüze etki etmiş, meşhur yazar, sanatçı, entelektüellerin susturulduğu gün. Kalemler kılıçlarla kesildi. Lakin barış için kullanılan kalemler yeniden doğrulacak ve aynı Hrant Dink’in bizlere öğrettiği gibi barış ve adalet adına gerçeği haykıracak" ifadelerine yer verildi.
"RESMİ DURUŞU BERHAVA EDEN AÇIKLAMA"
Ermeni cemaatinin önde gelen isimlerinden HDP MYK üyesi Garo Paylan, VATAN'a yaptığı değerlendirmede açıklamayı "Devletin resmi duruşunu berhava eden bir açıklama" olarak değerlendirdi. Açıklamadaki en önemli ifadenin "torunlarına taziye dilemesi" olduğunu ifade eden Paylan şunları söyledi: "Ancak sanki bunu başka bir devlet yapmış gibi açıklıyor. Osmanlı dönemine gönderme yapıyor. Oysa bu olayı Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran zihniyet yaptı. Şu anda da Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başbakanı. Daha devletin sorumluluğunu anlatan ve onaran bir dil kullanmasını beklerdim. Tabii ki şu anda olamayacak bişey ama açıklamayı okuduğumda devletin sorumluluğuna herhangi bir şekilde gönderme yapmıyor. Ermeni soykırımı devlet kararı ile oldu. Osmanlı Devleti vatandaşlarına gönderme yaparken Türkiye Cumhuriyeti devletini azade tutan bir açıklama olarak değerlendiriyorum. İşin tarihçilere bırakması da açıklamanın en sorunlu kısmı. Çünkü bu benim dedemin hikayesi. Hukuki sorunlardan bahsedilmesini de açıklamanın daha soğuk, donuk olan kısmı olarak değerlendiriyorum" dedi.
"ERMENİSTAN BU METNİ KABUL EDER AMA DİASPORA TATMİN OLMAZ"
Ermenistan-Türkiye ilişkileri üzerine çalışmaları olan gazeteci-yazar Aris Nalcı da Başbakan'ın açıklamasının Türkiye tarihinde bir ilk olması nedeniyle önemli olduğunu belirterek "Bugüne kadar hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı Ermeni halkına taziyelerini sunmamıştı. Profesyonelce hazırlamış bir metin. Cümlelerinde sorunlar olsa da açıklamanın imzasını atan Başbakan olunca büyük bir önem kazanıyor. Ermenistan'ın daha kolay kabul edebileceği bir metin ama Diaspora bu metinle tatmin olmayacaktır. 2015 öncesinde atılan bu adım 'ortak acı' tanımını tekrar gündeme getiriyor. Ortak acı tanımında ne kadar samimi olunduğunu önümüzdeki günler gösterecektir. Başbakan'ın bu taziyesinin sadece 2015'e 1 yıl kalmasıyla ilgili bir siyasi sömürü olmamasını ümid ediyorum" dedi.
"ÜZÜNTÜ BEYANI KIYMETLİ, İYİ BİR NOKTADAYIZ"
Gazeteci Hayko Bağdat açıklamaya ilişkin olarak birçok değerlendirmenin yapıalbileceğini ancak kendisinin bu üzüntü beyanını kıymetli bulduğunu söyledi. Bağdat şöyle konuştu: "İlk okuduğumda biz ısrarca şunu söylemeye çalışıyoruz: Biz kasabanın sırrı ile yaşıyoruz. Yok edilmiş bir halkın hatırasıyla yaşıyoruz. Kaybettiğimiz değerlerler için, usulüne uygun bir cenaze töreni yapmak istiyoruz. Reel siyaset soğuk bir iş. Açıklamanın kodları ile ilgili çok şey söyleyebilirim ama bunu bugün söylemek istemiyorum. Çünkü ilk defa bu noktaya geldik. Ben ölmüşlere rahmet dileyen, Fatiha okuyan birini duyduğumda 'amin' diyorum. 100 yıl süren acıdan sonra normalleşme için şanstır bu açıklama. Öldürülmüş insanlara, siyasi erkin en tepesinden gelen üzüntü beyanını kıymetli adlediyorum. Bundan sonrasında bu söylemi geliştirmek durumundayız. İyi bir noktadayız" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder