Sayfalar

24 Şubat 2014 Pazartesi

Adalet Bakanlığı'nın Hrant Dink savunmasına göre "herşey yolunda"

 


Adalet Bakanlığı'nın Hrant Dink'in ailesinin cinayetle ilgili etkin soruşturma yürütülmediği ve hala açık olan soruşturma dosyasından kendilerine bilgi ve belge verilmediği şikayetiyle Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyla ilgili gönderdiği savunmada ''çekinik'' biçimde başvurunun reddedilmesini isterken tartışmalı ifadeler kullandı.


Dink ailesinin, cinayete ilişkin devam eden soruşturmanın makul bir özen ve hızla yapılmadığını, soruşturma dosyasının kendilerine karşı gizli tutulduğu, muhtemel şüphelilerin cezasız bırakıldığı ve AİHM kararının gereklerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle 500 bin TL tazminat istemiyle yaptığı başvuruya Adalet Bakanı adına Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Nurdan Okur'un imzasını taşıyan bir savunma gönderildi. Savunmada halen İstanbul Başsavcılığı'nda Dink cinayeti ile ilgili bir soruşturma yürütüldüğü, ancak alınan kısıtlılık kararı gereği Bakanlığın soruşturmanın içeriğine ulaşamadığı belirtildi.



BAKANLIK AİHM'E UYGUN BULMUŞ

Dink ailesinin bu dosyada bilgi ve belge verilmemesine ilişkin şikayetlerine ilişkin olarak savunmada, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 153/2. maddesine göre "dosyanın incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebileceği durumlarda Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından kısıtlama kararı verilebildiği" belirtildi. Konuya ilişkin bazı AİHM kararlarına atıf yapılan savunmada "Bakanlığımız bu düzenlemelerin AİHM kararları ile büyük oranda uyumlu olduğunu değerlendirmektedir. Bakanlığımız, AİHM içtihatları ve yukarda belirtilen hususlar da dikkate alınarak ve temin edilebilmesi durumunda soruşturma evrakı da incelenmek suretiyle, başvuranların yakınlarının yaşama haklarının usuli bakımdan ihlal edil edildiği şikalyetlerinin değerlendirilmesi konusunda takdirin AYM'ye ait olduğunu belirtmektedir" denildi.

TEKLİFTE "SAVUNMA HAKKINA AYKIRI" DENİLİYOR

Bakanlığın geçen yıl gönderdiği savunmada insan haklarına uygun bulduğu CMK'nın 153/2. maddesinin özel yetkili mahkemelerle ilgili yasa teklifinde kaldırılması öngörülüyor.

Teklifin gerekçesinde "Silahların eşitliği ilkesine göre iddia ve savunma makamlarının eşit haklardan yararlanmaları, taraflardan birine tanınan hakların, diğerine de aynen tanınması gerekmektedir. Bu durum, savunma hakkının gerçekten hakkıyla yapılmasının zorunlu bir gereğidir. Soruşturma aşamasında müdafiin dosya içeriğini incelemesinin engellenmesi savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Bu nedenle, Ceza Muhakemesi Kanununun 153 üncü maddesinin üçüncü fıkrasındaki hükmün kaldırılması suretiyle, müdafiin soruşturma dosyasını incelemesi yönündeki sınırlandırma kaldırılmaktadır" deniliyor.

BAKANLIĞA GÖRE İHLAL YOK

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 12 Temmuz 2013'de verdiği bilgide, soruşturma kapsamında Trabzon Jandarma Komutanlığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Silivri Cezaevi Müdürlüğü ve Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı gibi ilgili kurumlarla yazışmalar yapıldığı belirtilen savunmada "Deliller toplanmaya devam etmektedir. İlgili kurumlardan gelen cevaplara göre soruşturma genişletilebilecektir" denildi.

Dink davası ile ilgili yargılama süreçlerine ilişkin özet bilgileri veren Adalet Bakanlığı savunmasında, başvurunun reddedilmesi gerektiği görüşü savunulmasına rağmen "takdirin Anayasa Mahkemesi'nde olduğu" vurgusu yapılması dikkat çekti. Savunmada "kanunda öngörülmüş yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması koşulunun yerine getirilmediği konusunda takdirin AYM'ye ait olduğu" ifadesi yer alırken soruşturmanın etkin yürütülmediği konusunda ise ""Bakanlığımız soruşturma bakımından AİHM kararından sonra yargılama süreçlerinde kaydedilen gelişmeleri AYM'nin dikkatine sunmaktadır" denildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder