Sayfalar
▼
26 Haziran 2013 Çarşamba
Sarısülük dosyası 1: Polisin karartma girişimi
SARISÜLÜK'DE YENİ SKANDAL
AMİRLERİ SARISÜLÜK'Ü VURANI YARIM SAAT SONRA BİLİYORDU AMA SAVCILIĞA BİLDİRMEDİ
GÖRÜNTÜ OLMASADI, FAİLİ MEÇHUL KALACAKTI
Kemal GÖKTAŞ
Ethem Sarısülük'ü vuran polisin serbest bırakılmasının ardından gözler, polisin tutuksuz olarak yargılanacağı dava sürecine çevrildi. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Veli Dalgalı'nın tutuklamaya sevk yazısındaki görüşleri doğrultusunda bir yargılama yapılması halinde Çevik Kuvvet polisi Ahmet Ş.'nin ceza almadan kurtulacağı ortaya çıktı. Bu arada Sarısülük'ün vurulmasıyla ilgili tanıklık yapması beklenen 2 kişi, polisin "yaşadışı örgüt" iddiasıyla düzenlediği operasyonla gözaltına alındı.
Savcı Dalgalı, Ahmet Ş. hakkında "meşru müdafa sınırının aşılması suretiyle ölüme neden olma" suçunu yöneltti. Türk Ceza Kanunu'nda meşru müdafa şöyle tanımlanıyor: "Kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez"
Kanuna göre meşru müdafa sınırı aşılarak öldürme suçu işlenmişse sanığa 1.5 yıldan 5 yıla kadar ceza verilebiliyor. Verilecek ceza 3 yıl ve altı olursa ertelenecek. Kanuna göre meşru müdafa sınırının aşılması, "mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise" faile ceza verilmiyor. Savcılığın da Sarısülük'ün vurulmasını "meşru müdafa" kavramıyla açıklaması nedeniyle Ahmet Ş. dava sonunda çok düşük bir ceza alarak kurtulabileceği gibi hiç ceza da almayabilecek.
TANIK GRUP AMİRİ
Soruşturmada geçen hafta tanık olarak ifade veren Çevik Kuvvet ekibinin grup amiri S.G'nin, hiçbir polise ateş emri vermediğini söylediği öğrenildi. Her polisin mevzuat doğrultusunda silah kullanmayı takdir etme yetkisi olduğunu belirten amir, göstericilerin sıkıştırdığı polislere geri çekilme emri verdiğini ve ateş eden polis memurunun da o noktada sıkışma yaşayan polislerden biri olduğunu anlattı. Olay sırasında 3 el ateş edildiğini duyduğunu ancak dönüp baktığında kimin ateş ettiğini görmediğini savunan S.G, yarım saat sonra kendi birliğinden birinin ateş ettiğini anladığını söyledi. S.G, olaylardan sonra "görev dönüş raporunda" olan bitenleri yazdığını söyledi.
POLİS, SAVCILIĞA BİLDİRMEMİŞ
S.G'nin bu ifadesi Sarısülük'ün vurulması ile ilgili olarak grup amiri S.G'nin kendi birliğinden bir polisin ateş ettiğini bilmesine rağmen polisin olayı araştırmadığı ve savcılığa bildirmediğini ortaya koydu. Savcılık dosyasındaki belgelere göre, polis olay yeri incelemesini, Sarısülük'ün vurulmasından 6 gün sonra, 7 Haziran'da savcılıktan gelen telefon talimatı üzerine yaptı. Bu süre içinde polisin olayla ilgili savcılığa bildirimde bulunmaması dikkat çekti. Sarısülük soruşturmasının seyrini vurulma anına ilişkin görüntülerin ailenin avukatları tarafından savcılığa teslim etmesiyle değişmişti. Polisin, bir çevik kuvvet polisinin ateş ettiğini bilmesine rağmen savcılığa bildirimde bulunmaması, "görüntüler olmasaydı dosyanın faili meçhul kalacağını" gösterdi.
TANIKLAR GÖZALTINDA
Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar, vurulma anına şahit olan iki kişinin dün yapılan operasyonla gözaltına alındığını belirterek "Soruşturma kapsamında bu kişileri 'tanık' olarak dinletecektik. Ancak gözaltına alındılar. Bizim kaygımız, diğer tanıkların da gözaltına alınmasıdır" dedi. Bayraktar "Ethem yargı tarafından cüretkar bir kararla 2. kez katledilmiştir" diyerek şunları söyledi:
"Keşif yapıldı, tanıklar dinlendi. Hepsi polisin hedef gözeterek ateş ettiğinin kanıtı. Olaydan sonra 15 gün kimliği açıklanmadı. Savcı kimliği açıklandığından 1 hafta sonra ifadeye çağırdı. Mahkeme kararında polisin kendisini savunduğu yalanları gerekçe gösterdi. Bilirkişi görüşündeki merminin sekmeden doğrudan ateş dildiği tespiti gerekçede yoktu. Görüntülere polis önce kalkanı yere bırakıyor, gruba doğru koşuyor. Yerde yatan birine tekme atıyor. Daha sonra önce göstericilere sonra havaya sonra yeniden göstericilere ateş ediyor. Ama görüntülerde taş darbesine şahit olmadık."
"YARGIÇ VİCDANA SAYGISIZLIK ETTİ"
Hükümetin polisi koruduğunu ve yargıda da bu politikanın devam ettiğini savunan Bayraktar, "İktidarın polisi koruması yargıda karşılığını bulmuştur. Yargıç vicdana saygısızlık etmiştir. Bu nedenle kimse yargının verdiği karara saygı beklemesi. Bundan sonra hukuk yollarını adalet beklentisiyle değil, adaletsizliği teşir etmek için kullanacağız. Bu davanın yargıcı Türkiye ve dünya haklarıdır" şeklinde konuştu.
AİHM'E GİDECEK
Sarısülük'ün kardeşi İkrar Sarısülük, "Hukuk ve adalet ayaklar altına alınmıştı. Şimdi ise yerin dibine girmiştir. Kanıtları incelemeden hakim karar vermiştir. Serbest bırakan da kardeşimi öldüren polis kadar suçludur" dedi. Haklarını sonuna kadar arayacaklarını belirten Sarısülük, AİHM'e gideceklerini söyledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder