Sayfalar

28 Mayıs 2013 Salı

Demokrasi ve Barış Konferansı Sonuç Bildirgesi ve Raporlar


Kemal GÖKTAŞ

Kürt sorununa çözüm sürecinde önemli bir birlikteliğin ifadesi olan Demokrasi ve Barış Konferansının sonuç bildirgesi ve komisyon raporları yayınlandı.
Ankara'da hafta sonu yapılan konferansın sonuç bildirgesine itiraz eden BDP'liler "PKK lideri" olarak geçen Öcalan'dan "Kürt halk önderi" diye bahsedilmesini istedi. Bildirge, diğer katılımcıların da bazı itirazlar ileri sürmesi nedeniyle kamuoyuna açıklanmadı.
Yapılan görüşmeler sonunda dün kamuoyuna duyurulan bildirgede ise "PKK lideri" veya "Kürt halk önderi" sıfatları yerine "Sayın Abdullah Öcalan" ifadesi kullanıldı. Bildirgeye konulmayan "Kürt halk önderi" ifadesi, bildirgeye ek olarak yayınlanan Barışın Toplumsallaşması ve Demokratik Siyaset Toplantısı Raporunda yer aldı. Bildirgede, önceki bildirgeden farklı olarak Öcalan'ın sağlık ve güvenlik koşullarının sağlanması talebinin yanına "özgürlük" kelimesi de eklenerek Öcalan için "özgürlük koşullarının sağlanması" talep edildi.

AKP ELEŞTİRİSİ YUMUŞADI

Önceki bildirgede AKP Hükümeti’nin hegamonyacı ve otoriter siyasetlerinin, sürecin gelişmesinin önünde "aşılması gereken bir sorun" olduğu ifade edilirken yeni bildirgede "AKP Hükümeti’nin, hegemonyacı ve otoriter bir siyaset anlayışı ile çözüm sürecinin sağlıklı gelişiminin önünde sorun alanı yaratmaması gerektiği" belirtildi.
Bildirgeye, Meclis'teki partilere yapılan "yasal reformların hızlandırılması" çağrısına "demokratikleşmenin hızlandırılması" talebi eklenirken yeni Anayasa'nın da "seçimlerden önce sonuçlandırılması" istendi. Konferansta buluşanların "barış ve çözüm için" ortak talep ve yaklaşımlara sahip olduklarına ilişkin vurgu ise "Kürt sorunu" ile sınırlandı. Bildirgeye eşcinsel haklarına ilişkin eklemeler yapılırken "çoğulcu demokrasi" hedefinin yanına "eşit ve ortak" bir demokratik gelecek ve "eşitlikçi ve özgürlükçü" demokrasi vurguları ilave edildi.

3 KOMİSYON KURULDU

Bildirgede "Hakikat ve Adalet Komisyonu", süreci izlemek ve gerektiğinde taraflarla görüşmek için "Toplumsal Müzakere ve Demokratik Siyaset Komisyonu" ile "Hukuk, Yol Temizliği ve Yeni Anayasa Komisyonu" kurulduğunu duyurdu.
Bildirgenin ekinde yayınlanan 3 ayrı komisyon raporunda ise şu görüşler dile getirildi:

Hukuk, Yol Temizliği ve Yeni Anayasa Raporu

YASAL REFORM TALEPLERİ
1 - Ceza mevzuatı yenilenmeli, Terörle Mücadele Kanunu kaldırılmalı.
2- Yüzde 10 barajı değiştirilmeli ve Hazine yardımının bütün partilere yapılması başta olmak üzere siyasi partiler ve seçim mevzuatı değişmeli.
3 - İfade ve örgütlenme özgürlüğü ile ilgili mevzuatta köklü değişiklikler yapılmalı.
4 - Yargı sistemine hakim olan anlayış değişmeli.
5 - Türkiye’nin taraf olduğu, başta Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere, temel hak ve özgürlüklere ilişkin tüm uluslararası anlaşmalardaki çekinceler kaldırılmalı.
6- Adem-i merkeziyetçi yönetim anlayışına geçilmeli.

YENİ ANAYASA TALEPLERİ
1- Herkesin anadiliyle eğitim gördüğü ve hayatın her alanında anadiliyle yaşadığı,
2- Farklı dil, kültür ve inançların, inançsızların; cinsiyet  kimliği ve cinsel yönelimlerin eşitlik hukuku çerçevesinde tanındığı ve korunduğu,
3- Toplumsal cinsiyete duyarlı,
4- Vicdani red hakkının tanındığı,
5- Siyasi katılımı, ekonomide adaleti, çevre ve iklim adaletini,
6- Denge ve denetim mekanizmalarıyla güçlendirilmiş kuvvetler ayrılığı ilkesini esas alan bir anayasa olmalı.

Hakikat, Yüzleşme ve Adalet Raporu

Osmanlı’dan bugüne devlet geleneğinde "Kürtlerin ve diğer Türk olmayan unsurların Türkleştirilmesi, Alevilerin Sünnileştirilmesi, Sünnilerin laiklik sopasıyla terbiye edilmesi, Ermeni, Süryani, Bulgar ve Rum halklarının sürülmesi, soykırıma uğratılması" gibi baskı politikaları uygulandığı savunulan raporda bunlarla yüzleşilmesi için "Hakikat ve Adalet Komisyonu" kurulduğu belirtildi. Bu komisyonun faili meçhuller, göç, cinsiyet eşitliği, kadın mağduriyeti, aşiretlerin ve korucuların işlediği suçlar, ekolojik tahribat, çocuk mağdurlar, askeri darbeleri özel olarak gündeme alacağı, faillerin teşhir edilmelerini sağlayacağı belirtildi.
"Öncelikle devletin işlediği suçların hakikatini ortaya çıkarmak, yüzleşmek, farklı kesimlerin birbiriyle yüzleşmesinin de yolunu açacaktır" denilen raporda TBMM’de resmi hakikat komisyonlarının oluşturulması gerektiği vurgulandı.
Roboski (Uludere ) ve Reyhanlı katliamlarının faillerinin yargılanması istenen raporda, Türk-Kürt meselesinde yol alındıkça, diğer kara sayfalarla ve geçmişle yüzleşmenin kolaylaşacağı savunuldu. Raporda "1915’te Ermeniler, Pontus Rumları ve Süryanilere, 1938’de Dersim Alevilerine uygulanan soykırımlarla, 1925 Şeyh Sait ayaklanmasına İstiklal Mahkemeleri eliyle uygulanan katliamla yüzleşilmelidir" denildi. Diyarbakır Cezaevi ve Dersim’de insan kemikleri bulunan mağaraların müzeye dönüştürülmesi, Uludere'ye de zulmü simgeleyen anıt dikilmesi önerildi.

Barışın Toplumsallaşması ve Demokratik Siyaset Raporu

Öcalan'dan "Kürt halk önderi" diye söz edilen raporda Öcalan'ın "sağlık, güvenlik ve özgürlük" koşullarının sağlanmasının müzakerelerin ilerlemesini sağlayacağı belirtildi. Meclisin müzakere sürecinde daha fazla sorumluluk alması, “Hakikat, Yüzleşme ve Adalet Komisyonu” ve “Barış Komisyonu”nun yasayla kurulması gerektiği ifade edildi. Akil İnsanların sadece hükümete rapor sunması eleştirilerek sonuçların tüm partilerle ve halkla paylaşılması istendi. "Masanın bir tarafında devlet, diğer tarafında yalnızca Kürtler var algısı doğru değildir. Müzakerelerin devletle Kürtler arasında değil, devletle tüm ezilenler arasında süren bir mücadeledir" denilen raporda süreci izlemek üzere bir komisyon kurulduğu ve bu komisyonun "katılımcıların önerileri doğrultusunda, süreci gözlemlerken, olası tıkanıklıkların aşılması için taraflarla görüşmelerde bulunmayı da hedeflediği" bildirildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder