Sayfalar
▼
15 Şubat 2013 Cuma
İŞTE DİNK CİNAYETİNDE GİZLİ TANIĞIN İDDİALARI
VATAN, O MEKTUBA ULAŞTI
"DİNK CİNAYETİNİ ERHAN VE BEN YAPACAKTIK. 3 İSTİHBARATÇI GÖZLEMCİ OLACAKTI. CİNAYETTEN SONRA İSTİHBARATÇILAR BİZİ RUSYA'YA KAÇIRACAKTI"
Kemal GÖKTAŞ
Hrant Dink cinayeti sanıklarından Erhan Tuncel ile birlikte Dink cinayetini işlemek üzere keşif yaptıklarını ileri süren ve can güvenliğinin sağlanması halinde mahkemeye olayın detaylarını isim ve kanıtlarıyla beraber anlatacağını ileri süren cinayet hükümlüsü gizli tanığın, JİTEM'e çalıştığını söylediği ortaya çıktı.
Dink cinayetinin başından beri, bu türde 10'u aşkın ihbar mektubu gönderilmişti. Bunların birçoğunun gerçek dışı olduğu hemen anlaşılırken, ciddiye alınması halinde önemli bilgilere ulaşılabilecek mektuplarla ilgili de mahkeme hiçbir araştırma yapmamıştı. Cinayet dosyasına son giren mektup bu yüzden ihtiyatla karşılansa da, çocuk mahkemesinin ve savcılığının ciddi bir araştırma yapması dikkat çekti.
CİNAYET HÜKÜMLÜSÜ
Cinayetin tetikçisi Ogün Samast'ın çocuk mahkemesinde yargılandığı dava dosyasına giren ve oradan da Dink cinayeti soruşturmasını yürüten savcılığa gönderilen mektubu kaleme alan gizli tanığın adli bir cinayet suçundan Tokat'ta hükümlü bulunduğu ortaya çıktı. Gizli tanığın mahkemeye birden fazla dilekçe gönderdiği, kendisinin ve ailesinin can güvenliğinin sağlanmasını, sonunun cezaevinde öldürülen Sabancı suikastinin itirafçı sanığı Mustafa Duyar gibi olmamasını isteyen gizli tanık, mahkemede isimleri ve diğer kanıtları ayrıntılı olarak anlatacağını da söylediği belirtildi.
Jandarma istihbaratına çalıştığını ileri süren gizli tanık, mektuplarında Erhan Tuncel ile birlikte İstanbul'da Aya Yorgi Kilisesi papazına suikast düzenlemek için keşif yaptıklarını, Tuncel'deki dosyalarda eski BDP milletvekili Akın Birdal'ın fotoğrafını gördüğünü ve Dink cinayetini de Tuncel ile birlikte işlemeyi planladıklarını önü sürdü.
AYNI TORNADAN CİNAYET SİLAHLARI
Gizli tanık, öldürme suçundan cezaevinde olduğunu ve kendisinin cinayette kullandığı tabancanın, tıpkı Ögün Samast'ın cinayette kullandığı tabanca gibi Ardeşen işi olduğunu ve iki tabancanın aynı tornadan çıktığını ileri sürdü.
"2 RÜTBELİ TRABZON'A GÖNDERDİ"
Gizli tanık, 2006 yılı Haziran ayında, askerliğini yaptığı 1. Ordu ve İstanbul İl Jandarma'da görevli 2 rütbeli tarafından THY İstanbul - Trabzon uçağı ile Trabzon'a gönderildiğini ileri sürerek burada devlet görevlilerin aracılığıyla Erhan Tuncel'le 'bir suikast' ile ilgili görüştüğünü ileri sürdü. Gizli tanık şunları anlattı:
AYA YORGİ KİLİSESİ PAPAZI
"Rize ili Ardeşen ilçesine geçerek konu ile ilgili başka şahıslarla görüştük. Erhan, Ardeşen ilçe emniyetinde çeşitli kişilerle görüştü. Erhan bana bir silah verdi. Erhan'da da silah olduğu için İstanbul'a uçakla değil, otobüsle geldik. Büyükada'daki Aya Yorgi Kilisesi'ne gittik. Hrant Dink'ten önce ilk hedef misyonerlik faaliyetleri yaptığı istihbaratını aldığımız, Aya Yorgi kilisesi papazıydı. Keşif yaptık, fotoğraf çektik. Kaçabilecek tahmini yerleri gözden geçirdik.
Erhan, daha çok ses çıkarması ve kolay kaçabilmek için bu işi 23 Nisan veya 29 Ekim'de yapmamız gerektiğini söyledi. Erhan, kilisenin yanındaki lokantada papaz kıyafetli 2 şahıs ile konuştu. Annesinin de Trabzon Ermenilerinden olduğunu ve kendisinin de Hristiyanlığa sempati duyduğunu söyleyerek kısa bir sohbet etti. Vurulan Papaz Santoro'yu kastederek onu da biz gömdük tarzında laflar etti.
AKIN BİRDAL FOTOĞRAFI
Erhan zaman zaman elindeki dosyayı açıyor, bir yerden telefonla görüşüyordu. Bir ara dosyanın bir bölümünde eski BDP milletvekili Akın Birdal'ın fotoğrafını gördüm. Başka sayfalarda da çeşitli sokakların caddelerin fotoğrafları bulunuyordu. İstihbaratçı olmam ve bu işlere aşina olmam sebebi ile başka bir suikast planının daha olduğunu tahmin ettim. Ben adadan kaçmanın imkansız olduğunu, eylemin olacağını söylediğimde ise 'Bu olmazsa başkası olur, görev görevdir' dedi.
"ERHAN İKİLİ ÇALIŞIYORDU"
Erhan, Trabzon'da hem Emniyete çalışıyor ayrıca bilgileri ikili çalışarak jandarmaya satıyordu. Genç kesim tarafından çok seviliyordu. 'Hayırdır Erhan, bu sevginin kaynağı ne?' diyerek şakayla karışık sorduğumda "Önce Emniyet'e aldırıyorum, sonra kurtarıyorum' diyerek güldü.
"3 İSTİHBARATÇI BİZİ KAÇIRACAKTI"
Daha sonra İstanbul'a döndüğümüde görüşmek üzere ayrıldım. Erhan birkaç gün daha İstanbul'da kalacağını, çeşitli görüşmeler yapacağını söyledi. Hrant Dink cinayetini Erhan ve ben yapacaktık. Aynı zamanda olay yerinde 3 istihbaratçı gözlemci olacaktı. O dönem ben de Jandarma istihbaratçısıydım. Suikast yapıldıktan sonra bizi olay yerinden istihbaratçılar alacak, önce Artvin'e oradan da Gürcistan'a ve sonra Rusya'ya geçiş yapacaktık. Olay yeri delilleri, telefon sinyalleri ve kamera kayıtları yok edilecek ve ulaşılamayacaktı. Suikastin amacı azınlıklara ve Türkiye Cumhuriyeti'ne zarar veren, bu ülkenin ekmeğini yiyip ihanet eden Türk vatandaşlarına mesaj olacaktı.Olay üç kafadarın bir araya gelerek yaptığı basit bir suikast değildir. Tümüyle Emniyet ve jandarma destekli bir suikasttir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder