Sayfalar
▼
16 Şubat 2013 Cumartesi
"BU YARGISIZ ÖLÜM CEZASIDIR"
Kemal GÖKTAŞ
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun Adli Tıp Kurumu raporuna göne 2 ayda bir üniversite hastanesinde tedavi edilmesi gerekirken donanımı olmayan hastanelere gönderilmesi ve son olarak da Bakırköy Akıl Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilmeye çalışılması tepki çekti. Üç ayrı üniversite hastanesinin verdiği rapora rağmen tahliye de edilmeyen Hilmioğlu'nun ağabeyi ve avukatı Hayati Hilmioğlu, isyanını VATAN'a anlattı. 4. Yargı Paketini umutla beklediklerini, ancak oradan da şimdilik kendilerini ilgilendiren bir düzenleme olmadığını gördüklerini söyleyen Hilmioğlu, kardeşinin hayati tehlikeye rağmen tahliye edilmemesini "yargısız ölüm cezası" olarak niteledi.
3 RAPOR VAR
Avukat Hayati Hilmioğlu, kardeşinin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ile birlikte 3 ayrı üniversite sağlık kurulu raporuna göre cezaevinde kalmasının hayati tehlikeye neden olduğunu belirterek "Bu raporlarda kanser başlangıcı ve ileri derecede siroz hastalıklarından ötürü, hijyenik koşullarda yaşamazsa ve aşırı stresli ortamlarda kalırsa kesinlikle öleceği yazılı. Biz bu raporları mahkemeye sunduk reddettiler.
ADLİ TIP'I DA DİNLEMİYORLAR
Mahkeme Adli Tıp'a gönderdi. Adli Tıp ise ileri derecede siroz hastalığı nedeniyle 2 ayda bir üniversitelerin hepotoloji kliniğinde kontrol ve tedavi edilmek şartıyla cezaevinde kalabileceği yönünde rapor verdi. Ama şimdi 2 ayda bir üniversite hastanesine gönderilmesi gerekirken bunu yapmıyorlar. Mahkeme önce Haseki Devlet Hastanesi'ne gönderdi. Orada geçirdiği yüz felcinden dolayı verdikleri ilaçlar karaciğer enzimlerini fırlattı. Yanlış tedavi yüzünden sirozu daha da ilerledi. Sonra bu hastane 'Bize göndermeyin. Bizim hepotoloji kliniğimiz ve yeterli donanımımız yok' dedi. Bu sefer de Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırmasına, Murat Kölük Hastanesine 2 defa götürdüler. Orası da 'bize göndermeyin' dedi. Bu defa tutup son olarak Bakırköy Akıl Hastanesine gönderdiler. Artık son noktada ben de hakimlere dedim ki 'sizin hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım'..."
AKIL HASTANESİNE SEVK: Üniversite hastanelerine 2 ayda bir gönderilmediği için kardeşinin hastalıklarının ölümcül dereceye geldiğini belirten Hilmioğlu, "Bu süreçte kronik böbrek hastası oldu, şeker hastası oldu. Oğlunu kaybettiği için bunalıma girdi. Bütün hastalıklar üst üste geldi. Adamı bir de de akıl hastanesine gönderiyorlar; 'başımızdan gitsin, nerede ölürse ölsün' der gibi... O da gitmeyi reddetti akıl hastanesine.
12 YERİNE 4 SEVK : İlk tutuklandığında 21 ay Cerrahpaşa'da kaldı. Son 2 senedir cezaevinde. Cezaevinden 4 defa hastaneye gönderdiler. Halbuki Adli Tıp'a göre 2 ayda bir göndermen lazım, yani 12 defa gitmesi gerekirdi.
"AĞABEY, TAHLİYE TALEP ETME": Bana diyor ki 'Bir daha tahliye taleabinde bulunmayın. Bunların üzerinde görünmeyen bir el var. Bu güç onları idare ediyor. Kararı hakim verse, mücadele verirdik. Eninde sonunda vicdana gelirdi. Ama hakimlerin üzerindeki bu güç de beni öldürmeden çıkarmaz...'
"BAŞKA BİR GÜÇ VAR": 3. yargı paketinden sonra tahliye olması gerekirdi. Çünkü orada adli kontroldeki 3 yıl sınırını kaldırdılar. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı 'Biz bu yasayı tahliye için çıkardık' diyor ama mahkeme bunu dinlemiyor. Uygulamadığı zaman hükümetin dışında da başka bir güç var diyorsun...!
"YARGISIZ ÖLÜM CEZASI": Artık feryat ediyoruz. hakimlere 'Siz öldürmeyi mi uğraşıyorsunuz?' diyoruz. bu şekilde yargılama insanı öldürüyor, yargısız ölüm cezası vermiş oluyorsun...
"ADLİ TIP'A SEVK EDİN DİYEMİYORUZ": Şimdi yeniden adli tıpa sevk edin de diyemiyoruz. Çünkü güvenmiyorum, Adalet Bakanlığına bağlı. Raporları bir senede geliyor. Bir sene içinde tahliye talep etsen, mahkeme 'adli tıp raporunu bekleyelim' diyor. Adamlara koz veriyorsun. Ben de kardeşime diyorum ki 'Kendi kendine sahip ol. Türkiye görünmüz güçlerce idare ediliyor. Şuradan ölmeden çıkmaya çalış...' Tabii kolay değil, bu arada oğlunu kaybetti. Bütün aile fertleri olumsuz etkileniyor.
2 YEMEĞE 2 MÜEBBET: Üstelik suçsuz bir şekilde yatıyor. Katıldığı 2 yemek için 2 defa ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor. Bilim kurgu gibi bir iddianame. İlhan Selçuk'u Ergenekon'un başkanı yapmışlar, bunları da üye. Ne iddia ediliyorsa çökerttik ama aynen devam ediliyor. Allah'tan korkun diyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder