Sayfalar
▼
16 Kasım 2012 Cuma
Yargıda her şeyi bitirdik, etiği masaya yatırdık
AYM BAŞKANI'NDAN YARGIYA MAHALLE BASKISI UYARISI
Kemal GÖKTAŞ
HSYK'nin (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) düzenlediği uluslararası Yargı Etiği sempozyumunun açılışında yargının zirvesinden önemli mesajlar geldi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargı etiği ilkelerinin belirlenmesinin önemine vurgu yaparken Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç "Konjonktürel gelişmelere bağlı oluşan mahalle baskısı, kendini koruma iç güdüsü ve aidiyet hissi taşıdığı çevresinden dışlanma korkusu hakim tarafsızlığını ortadan kaldıran ve meslek onuruyla asla bağdaşmayan olumsuzluklardır" dedi.
Sempozyumun açılışına Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Askeri Yargıtay Başkanı Abdullah Arslan, HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar, yargı mensuplarıyla Slovenya,
ABD, İngiltere ve Hollanda’dan hakim ve savcılar katıldı. Semyozyumun açılışında yapılan konuşmalar özetle şöyle:
"ETİK İLKELER BELİRLENMELİ"
Adalet Bakanı Sadullah Ergin: Hakimlerin taşıması gereken nitelikler konusundaki en dikkat çekici tanımlama Mecelle’de yapılmıştır: Buna göre hakim, haki, fehim, müstakim ve emin, mekin ve metin olmalıdır. Bugünkü ifadesiyle hakim, akıllı, adaletli, insanlar arası ilişkilere vakıf, doğru sözlü, ahlaklı, güvenilen, şeref sahibi olmalı, etki altında kalmamalı, ciddi ve sabırlı olmalıdır. Bu tanımlama, Bangalor Yargı Etiği İlkeleri ve Budapeşte Deklarasyonu ile örtüşmektedir. Türkiye’de yargı etiğini sistematik düzenleyen ayrı yasal düzenleme yoktur. Etik değerler konusunda ortaya çıkan her tartışma, yargıya olan güveni, dolayısıyla hukuk devleti inancını zedeleyebilecek nitelikte sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle uluslararası belgelerin yanı sıra kendi toplumsal ve kültürel yapımız dikkate alınarak belirlenecek etik değerlerin bir an önce uygulamaya konulması hayati derecede önemlidir."
"MAHALLE BASKISI İLE AİDİYET ÇEVRESİNDEN DIŞLANMA KORKUSU MESLEK ONURUYLA BAĞDAŞMAZ"
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç: Yargıda etik ve ahlak konusunun evrensel boyutları düşünüldüğünde, sorunun sadece yargıyı değil ekonomiyi, siyaseti ve tüm sosyal alanları da ilgilendirdiğini, bu nedenle de bir dünya sorunu olduğunun söylenebilir. Bütün kutsal düşüncelerin, kültürlerin, ahlaki ve etik değerlerin hayat bulduğu ana rahmi insanlık onurudur. İnsan olma hakkının kaynağı da sebebi de bu değil mi? Onur yoksa insan da yoktur. Bu değeri yargı için uyarlayacak olursak, hakimin tarafsızlığı, bağımsızlığı ve dürüstlüğü onun onurudur. Bu üstün değeri korumak da hepimizin görevidir. Zira yönetimlerin sebep olduğu hak ihlaline uğrayan bireylerin sığınacağı tek yer hakimlerimizin vicdanıdır. Bu ihlalleri ortadan kaldıracak olan da vicdanı özgürlemiş yargıçlarımızdır. Hakim, tarafsızlığını etkileyecek öznel duygularına, ideolojisine, düşüncelerine, kutsallarına, dostluk ve düşmanlık hislerine karşı kayıtsız kalmak zorundadır. Konjonktürel gelişmelere bağlı oluşan mahalle baskısı, kendini koruma iç güdüsü ve aidiyet hissi taşıdığı çevresinden dışlanma korkusu hakim tarafsızlığını ortadan kaldıran ve meslek onuruyla asla bağdaşmayan olumsuzluklar olarak sıralanabilir. Denilebilir ki vicdan özgür değilse akıl güvenliğinden de söz edilemez.”
MESLEKİ AHLAK
Yargıtay Başkanı Ali Alkan: Adalet hizmetinde görev alanların vicdanları üzerinde yer alan ağır yükün kaldırılmasında etik kurallara uygun davranmak en büyük yardımcıları olacaktır. Hakim ve savcılar sadece önlerine gelen dosyalar veya soruşturmalarda değil bütün hayatlarında adil olmalıdır. Adalet hizmetinde görev alanların adil ve etik olmaları en temel vasıfları olmalıdır. Sözlerin davranışlarla uyumlu olması ve yaşamın tüm alanlarında etik ilkelere uygun davranılması gereklidir. Hakimin vereceği kararların kişiler ve toplum açısından kabul edilebilir olması ve adaletin gerçekleştiği inancının yerleşmesi bakımından davranışların mesleki ahlak kurallarına uygun olması gerekmektedir."
İNSANA AİT ÖZELLİKLER
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu: "Yargı etiği, uzun ve köklü bir geleneğe sahip yargımızın yabancı olduğu bir kavram değildir. Daha Medeni Kanun’dan önce Mecelle zamanında bir hakimin hangi özellikleri taşıması gerektiği kanunla belirtilmiştir. Hakim, kendisine güvenen, kararlı, doğru, dürüst, tarafsız olacak gibi kavramlar kanunla getirilmiş. Bugün kanunlarda bir metin olarak böyle bir tarif yoktur. Hakim de bir insan olduğuna göre bu özellikler insana ait olması gereken özelliklerdir ve bu da eğitimle aileden başlayarak yerleştirilebilir."
"HUKUKUN AMACI ZORBALIĞI ÖNLEMEK"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar: Etik, bilgi adına değil eylem adına harekete geçen bir ahlaki eylem kuralıdır. Bu nedenle etik kuram oluşturmak amacıyla geliştirilmemiştir. Hukukun, işlev ve amacı adaletsizliğin, zorbalığın egemenliğini önlemektir. Bu ise ancak hukukun insan hakları eksenine oturtulmasıyla, haklar ve sorumluluklar etiği temelinde oluşturulması ve uygulanmasıyla, yani yargının herkese eşit, adil davranmasıyla, bağımsız, tarafsız ve tutarlı olmasıyla mümkündür."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder