Sayfalar

14 Aralık 2011 Çarşamba

TEKMİLİ BİRDEN İZMİR-KARAKOLDAKİ DAYAK DOSYASI

İzmir'de Karabağlar Polis Merkezi'nde yaşanan dayak skandalı, polislerin, savcıların, bilirkişilerin, doktorların işkence konusundaki işbirliğini ortaya koyan çok önemli bir manzarayı önümüze koydu.
Bu olaya ilişkin yazdığım haberleri bir dosya olarak blog okurlarımın ilgisine sunuyorum. Buradaki haberler Vatan Gazetesinde yayınlandı. Ama bir bütün olarak okunması farklı bir bakış açısı sunacaktır diye umuyorum.

- VATAN, İZMİR'DE KARAKOLDAKİ FECİ DAYAĞIN GÖRÜNTÜSÜNE ULAŞTI

Kemal GÖKTAŞ
İzmir'da ailesiyle birlikte eğlenmeye gittikleri müzikholde gözaltına alınan 37 yaşındaki Fevziye Cengiz'in karakolda yediği feci dayağın görüntülerine VATAN ulaştı. Karabağlar Polis Merkezi'nde iki polis tarafından yere yatırılarak kelepçelendikten sonra dakikalarca dövülen kadın hakkında gözaltına alınırken hakaret ettiği, polisin koluna eliyle vurduğu, tırmaladığı ve ittiği gerekçesiyle 6.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılırken, genç kadını yere yatırarak dakikalarca döven ve hakaret eden polislere ise "basit yaralama" suçundan 1.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Savcılığın, polisler hakkında işkence suçundan değil, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (dolaylı af) kapsamında olan basit yaralama suçundan dava açması dikkat çekti. İşkence suçundan dava açılması halinde polislere 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istenebilecekti.

AİLECE EĞLENCE KABUSA DÖNÜŞTÜ
Fevziye Cengiz, ifadesindeki anlatımlara göre, eşi, kızı, damadı ve kayınbiraderi ile İzmir'de bir müzikhole eğlenmeye gitti. Diğer yakınları dışarda sigara içtikleri sırada polis müzikholü bastı. 3 sivil polis kimliklerini göstermelerini isteyince, Fevziye Cengiz'in eşi Murat Cengiz, kendi kimliğini bu şahıslara vermek üzere garsona uzattı ve sonra da yakın mesafeye park ettikleri arabalarında eşinin çantasının içinde olan kimliğini almak için dışarı çıktı. Fevziye Cengiz de yanına gelen sivil polislerden birine "Eşim kimliğimi almaya arabaya gitti, bir dakika bekleyin" diye açıklamaya yapmaya çalışırken arkadan gelen sivil polislerden biri genç kadına vurdu ve "Gitmek istemiyor musun, kahpe" diye bağırdı. Polis, Fevziye Cengiz'i zor kullanarak gözaltına aldı. İfadesinde Fevziye Cengiz yol boyunca ve karakolda dayağın devam ettiğini, karakolda 2 polisin kendisini feci şekilde dövdüklerini, cinsel tacizde bulunduklarını ve yere yatırıp kelepçeleyip dövmeye devam ettiklerini anlattı. Bu esnada resmi giyimli bir polisin de dışarıdan gözükmesin diye perdeleri kapattığını anlatan Fevziye Cengiz'in ifadalerinin doğru olduğu, karakoldaki güvenlik kameralarının savcılıkça getirtilmesi üzerine ortaya çıktı.
Görüntülerde Cengiz'in 2 sivil polis tarafından feci şekilde dövüldüğü görülürken resmi polislerin de duruma seyirci kaldıkları anlaşıldı.

"ELİ İLE KOLUMUZA VURDU, TIRMALADI, İTTİ"
Olaydan sonra Fevziye Cengiz hakkında şikayetçi olan 3 polis, Fevziye Cengiz'in kimliği olmadığı için karakola davet ettiklerini ancak alkollü olan Cengiz'in kendilerine direndiğini, kollarından tutup götürmeye çalıştıkları sırada kendilerine küfür ettiğini iddia ettiler. Polisler Cengiz'i kendilerini yaralamakla suçlarken bir polis "Kollarından tutmadan önce sanık eli ile kolumuza vurdu" derken diğer polis "Benim kollarımı tırmaladı" diye ifade verdi. Şikayetçi üçüncü polis ise "Eliyle itti" dedi.

MAĞDURA 6.5 YIL, POLİSE 1.5 YIL
Olayla ilgili iki ayrı soruşturma yürüten İzmir Başsavcılığı'ndan ise çarpıcı bir sonuç çıktı. Savcı Ahmet Küçükpınar, Fevziye Cengiz hakkında, polislerin "eliyle kolumuza vurdu, tırmaladı ve itti" suçlamalarının her biri için 1.5'ar yıl olmak üzere 4.5 yıl, hakaret suçundan da 2 yıla kadar ceza istedi. Savcılığın Cengiz hakkında "Kamu görevlisini yaralamak ve hakaret etmek" suçlarından 2.5 yıldan 6.5 yıla kadar hapis istemiyle Eylül ayında açtığı dava devam ederken polisler hakkındaki dava 28 Kasım'da açıldı. Savcı Alaaddin Dokur imzalı iddianamede polis memurları Hakan Yörük ve Beyit Sezgin'in hakkında "Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması" suretiyle basit yaralama suçunu işledikleri iddiasıyla sadece 6 aydan 1.5 yıla kadar hapislecezalandırılmaları istendi. İddianame 5 Aralık'ta İzmir 17. Sulh Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Davanın ilk duruşması 15 Şubat 2012'de görülecek.

VAHİM İŞKENCE GÖRÜNTÜLERİ
Güvenlik kameralarındaki görüntülere göre Fevziye Cengiz polis aracından indirildikten sonra karakola girerken sivil polislerle tartışırken görülüyor. Sivil bir polisin iterek içeri soktuğu Cengiz, polis merkezinin bekleme salonunda da polislerle tartışırken görüntülene yansıyor. Sürekli bir şey anlatmaya çalıştığı gözlenen genç kadının polisler tarafından önce zorla oturtuluyor. Ancak itirazlarına devam etmesi üzerine bir polis kolundan tutarak zorla bir odaya götürüyor. Bu odadaki kameralara yansıyan görüntüler ise feci dayağı gözler önüne seriyor. Görüntülere göre iki sivil polis, ifadelerin alındığı odaya soktukları genç kadını bir masanın arkasına götürerek tekme ve tokat atıyor, saçını çekiyor. Odada bulunan beyaz saçlı bir resmi polis önce müdahale etmeye çalışıyor ama sonuçsuz kalınca bundan vazgeçiyor. Bu sırada genç kadını kameranın görmediği kapı eşiğine götüren polislerin inip kalkan kolları görülüyor. İki polis döverek kadını bu defa masanın altına yatırıyor ve ellerini arkadan kelepçeliyor. Kadının özellikle yüzüne vurmaya devam eden iki polisin ağız hareketlerinden küfür ettikleri ve bağırdıkları anlaşılıyor. Bir sivil polis dışarı çıkıyor ancak diğeri genç kadının üzerinde durarak dakikalarca tokat atmaya ve saçını çekmeye devam ediyor. Bu sırada odaya bazı resmi polisler girip çıkıyor ancak dayağa müdahele eden olmuyor. Dayağı baştan beri seyreden beyaz saçlı polis ise perdeyi çekerek dayağın dışardan görünmesini engellemeye çalışıyor.
Dayakçı diğer polis odaya dönüyor ve her ikisi de yerde yatan kadını bir süre daha dövmeye devam ediyor. İşkence görüntüleri, iki polisin kadını ayağa kaldırdıktan sonra tokatlamaya, saçların çekip tartaklamaları ile devam ediyor. Polislerin bu sırada işaret parmaklarını sallayarak kadına birşey söylemeleri dikkat çekiyor. Polislerden birinin hırsını alamayarak, iki eliyle kadının her iki yanağına birden tokat atması dikkat çekiyor. İşkence görüntüleri, polislerin ayakkabısı çıkan kadına ayakkabılarını giydirip dışarı çıkarmaları ile son buluyor. (9 Aralık 2011, Vatan)


DAYAK MAĞDURU KADIN VE EŞİ VATAN'A KONUŞTU: "HALA UYUYAMIYORUM"

"İŞİMİZDEN OLURSAK ÖLÜRSÜNÜZ" DİYE TEHDİT EDİLMİŞLER

O POLİSLER HALA GÖREVDE: EMNİYET, İŞKENCE GÖRÜNTÜLERİNE RAĞMEN 2 SANIK POLİSİ AÇIĞA ALMADI

Kemal GÖKTAŞ
İzmir'de polis merkezinde yediği feci dayak kameralara takılan Fevziye Cengiz ve ailesinin, davadan vazgeçmeleri için tehdit edildikleri ortaya çıktı. Karakoldaki güvenlik kameralarına takılan işkenceye rağmen 2 polisin hala açığa alınmadıkları ve görevlerine devam ettikleri belirtildi.

Gördüğü işkence nedeniyle ağır bir travma geçiren Fevziye Cengiz ve eşi, yaşadıklarını VATAN'a anlattı.
"Çok kötüyüm, psikolojik tedavi görüyorum. Hala da titriyorum, haplarla yaşıyorum" dilen mağdur Fevziye Cengiz, olayın etkisinden ve gelen tehditlerden ötürü yaşadığı kabus dolu günlerin bitmediğini belirterek şunları anlattı:
"Korkum hiç bitmedi. En kötüsü polisler beni konsamatris diye suçladılar. Ben terziyim, terzilik belgem var ama aynı zamanda bir dönem garsonum ve garson kartım var diye böyle bir iftira atmaları ailemi ve beni çok etkiledi. Biz o gece yemeğe gitmiştik. Eşim benim kimliğimin olduğu çantayı almak için arabamıza gitmişti. O sırada gelip vurmaya başladılar. Küfür ettiler. Olayın etkisinden kurtulamıyorum.

"ŞİMDİ BURAYA GELİP BENİ ALMALARINDAN KORKUYORUM"
Bu olayda bize İzmir Barosu çok yardımcı oldu. Bize avukat yardımı yaptılar ve avukatlarımız haklarımızı sonuna kadar savunuyor. Hala da tehdit ediliyoruz. Eşim yanımdan ayrılmıyor ama gelip ikimize de polislerin tehditlerini iletiyorlar. Adresimizi nasıl buluyorlar bilmiyorum. Birileri, özellikle o tarz müzikhol gibi yerlerden gelip polislerin tehdidini iletiyorlar. Çalışmak istesem işime engel oluyorlar.
İlaçlar alıyorum. Mahkemelere filan da ilaç içmeden çıkamıyorum. Onlar da kötü yapıyor, bitkisel hayata giriyor gibi oluyorum. Kendimi arabadan atmaya çalıştığım bile oldu. Bunlardan o kadar çok korkup bunaldım ki... Çünkü bunlar insanı bırakmaz, devam ederler. Şimdi buraya gelip beni alıp dövmelerinden korkuyorum."

"KİMLİĞİNİ VERDİĞİM HALDE GÖTÜRDÜLER"
Fevziye Cengiz'in eşi Murat Cengiz de olayı anlatırken "Polisten izin aldım kapının önünden kimliğini alayım dedi. Daha içeri girmemiştim ki tokatlayarak arabanın içine attıklarını gördüm. Kimliğini o esnada verdiğim halde alıp götürdüler. Peşlerinden götürdüm arabaya sokmadılar" dedi.
Cinsel taciz olayını eşinin kendisinden sakladığını ve daha sonra öğrendiğini anlatan Cengiz, şöyle devam etti:

"ÖLÜRSÜNÜZ" TEHDİDİ
"Onu öğrenince de şok oldum. Şimdi ben ne yapalım? 4 aydır ilaçlarla yaşıyor benim eşim. Sürekli tehdit alıyoruz. Aracılarla 'Bu davadan vazgeçin, İzmir'de barınamazsınız, İzmir'de ölürsünüz' diye tehditler geldi. Bize 'İşimizden olursak sbiz ölürsünüz' diyorlar. Eşim hakkında açılan davanın duruşmasına 35 polis geldi izleyici olarak. Şimdi nereye gitsek peşimizdeler. Resmi ve sivil arabalarla takip ediliyoruz. Benim bakkal dükkanım vardı, açamıyoruz. Tehditler olunca korktuk herhangi bir şey olursa diye. Ben sürekli evimde eşimin başında bekliyorum.

"HAPINI İÇMEZSE YATAMIYOR"
Geceleri bağırıyor, korkuyor, hapını içmezse kabus görüyor, yatamıyor. Karımı gördükçe eziliyorum, 6 kilo verdi olaydan bu yana. Biri 18, biri 16, biri de 8 yaşında üç kızımız var. Onlar da artık tedavi olmaya başladı. Annelerini öyle görünce onlar da psikolojik olarak olumsuz etkileniyor. Annelerinin bu durumu onları yıktı. Maddi olarak da zorlanıyoruz. 4 aydır ben çalışmıyorum, eşim terzi ustabaşı ve bir ara da garson olarak çalıştı, garson kartı var."

EMNİYETE "TEHDİT EDİYORLAR, AÇIĞA ALIN" DİLEKÇESİ
Fevziye Cengiz'in avukatlarının da bu tehditler üzerine İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ne verdikleri dilekçede, Cengiz ailesinin olaydan hemen sonra şikayetçi olmamaları, şikayetlerini geri almaları konusunda ikna edilmeye çalışıldıkları, ancak Savcılıkça yürütülen soruşturmanın sonlarına doğru gelindiğinde ikna çabasının bu kez "tehdit ve baskıya" dönüştüğü belirtildi.
Dilekçede şüpheli polis memurları ve şüphelinin arkadaşları olduklarını söyleyen şahısların Fevziye Cengiz ve ailesine "Barışın, yoksa İzmir'de yaşatmayız. Burada yaşama şansları yok. Hiçbir yerde çalıştırmayız. Gider evden alırız" gibi tehdit içeren mesajlar ilettikleri belirtildi. Dilekçede bu mesajların aracı şahıslar ve telefon aracılığı ile Cengiz'e iletildiği ve ailenin korku ve tedirginlik içinde olduğu belirtildi.

"İŞKENCE MAĞDURU KORUNMALI"
Fevziye Cengiz'in garson olduğu, belgeleri tam ve eksiksiz olmasına rağmen başvurduğu iş yerlerine kısa sürede polislerin geldiği ve şikayetten vazgeçilmediği takdirde çalıştırılmayacağı aracı şahıslar vasıtası ile Cengiz'e duyurulduğu belirtildi. Cengiz'in bu nedenle iş bulamadığı belirtilen dilekçede "Ayrıca müvekkilin kocasına tanımadığı bir şahıs 0505.... numaralı telefonu vermiş ve Engin isimli komiser ile konuşmasını ve şikayetten vazgeçmelerini söylemiştir" denildi. Dilekçede, işkence mağdurlarının baskı ve tehditlere karşı korunmasını sağlamanın yükümlülüğünün gereği olarak, şüpheli polislerin görevden uzaklaştırılması istendi. (10 Aralık 2011)


 KAMERA GÖRÜNTÜLERİ KADAR EMNİYETİN RAPORU DA SKANDAL
 DALGA GEÇER GİBİ RAPOR

Kemal GÖKTAŞ
İzmir Karabağlar Polis Merkezi'nde Fevziye Cengiz isimli kadının maruz kaldığı vahim dayak görüntülerinin VATAN tarafından ortaya çıkarılmasından sonra, en az bu görüntüler kadar vahim bir polis raporu olduğu da anlaşıldı. VATAN'ın ele geçirdiği görüntülere ilişkin polis raporunda, dayaktan hiç bahsedilmemesi ve polislerin sürekli hararetli konuşan ve bir türlü sakinleşmeyen kadını etkisiz hale getirmek için fiziki müdahalede bulundukları, Cengiz'in bu fiziki müdaheleye karşılık verdiği için "arbede" çıktığı savunuldu. Üç polis tarafından görüntüler 'izlenerek' hazırlandığı belirtilen raporda, mağdur kadının dakikalarca tekme, tokat dövülmesinden, saçlarının çekilmesinden ve elleri kelepçeli olduğu halde üzerinde oturulup dayağa devam edilmesinden hiç bahsedilmezken, "fiziki müdahale" sırasında bir polisin gömleğinin yırtıldığının özellikle vurgulanması da dikkat çekti. Görüntülerde içerde dayak devam ederken bir resmi polis memurunun perdeyi çekerek dayağı gizlemeye çalıştığı da yer almadı. Bu arada, görüntülerin 27 Temmuz'da Emniyet'in elinde olmasına rağmen, sanık polislerin görüntülerin yayınlanmasından sonra gelen idari baskıya kadar açığa alınmamaları da dikkat çekti.

GÖRÜNTÜLER SAVCILIĞIN TALİMATIYLA ALINDI
Karabağlar Polis Merkezi'nde 16 Temmuz gecesi yaşanan olaydan sonra, polislerden feci biçimde dayak yiyen Fevziye Cengiz'in şikayeti üzerine savcılık soruşturma başlattı. Savcılık 22 Temmuz'da Emniyet'e polis merkezindeki kamera kayıtlarının alınmasını ve bir rapor hazırlanması talimatını verdi. Kamera kayıtlarını 25 Temmuz'da polis merkezinden alan Bilgi İşlem Şubesi görevlileri Komiser Yardımcısı Murat Dinçer ile polis memurları Murat Kavlak ve Ümit Sadioğlu tarafından hazırlanan ön inceleme raporunda işkence ve dayaktan hiç bahsedilmedi. VATAN'ın ele geçirdiği polis raporunda görüntüler şöyle anlatıldı:

HARARETLİ KONUŞUYORDU!
"Dış kamerada saat 23.08'den iitbaren resmi polis otolarıyla peş peşe birkaç grup bayan getirildiği ve karakolu giriş yaptıkları görülmüş ve bayanın (Fevziye Cengiz) hararetli ifadelerle sağa ve sola gittiği, tam ifade alma odasına doğru yürürken 1 numaralı şahıs (sanık polislerden biri) tarafından engellendiği görülmüş, devamında bayanın yine hararetli ifadelerle tartışmaya devam ettiği anlaşılmış, hemen sonrasınra bayanın 1 nolu şahsa yönelik fiziki temasta bulunduğu görülmüş, bu duruma 2 numaları şahsın bayanın kolundan tutarak engel olmaya çalıştığı görülmüş, fakat söz konusu bayanın hararetli tartışmaya devam ettiği ve bunun üzerine 2 numaralı şahsın bayanı karakol nöbetçi masasına doğru uzaklaştırıldığı görülmüş(tür).

BİR TÜRLÜ SAKİNLEŞMEDİ
"Bekleme salonunda diğer bayanlarla otururken çok kısa bir süre sonra bayan yerinden kalkmış, itiraz ederek salonda sağa sola yürüyüp elinde cep telefonuyla yine hararetli bir şekilde konuşmaya devam etmiş ve yere tükürdüğü görülmüştür. Bayanın diğer bayanlar tarafından sakinleştirilmeye çalışıldığı ancak hiçbir şekilde sakinleşmediği ve sürekli el kol hareketleriyle birşeyler söylemeye devam ettiği, 1 numaralı şahsın bayanı ifade alma odasına davet ettiği görülmüş(tür).

FİZİKİ MÜDAHALEYE FİZİKİ MÜDAHALE İLE KARŞILIK VERMİŞ!
İfade odasını çeken kamera kayıtlarına bayanın girmesinden itibaren bayanın odaya girdiğinde odanın boş olduğu, 3 nolu şahsın bayanla birlikte odaya girdiği ve bayanla aralarında hararetli konuşmanın devam ettiği görülmüş, hemen akabinde 3 nolu şahsın bayana fiziki müdahalede bulunduğı görülmüş ve fiziki müdahele sırasında bayanın 3 nolu şahsa fiziki olarak karşılık verildiği görülmüş(tür).

ARBEDEDE POLİSİN GÖMLEĞİ YIRTILMIŞ!
Fiziki müdahale devam ederken odaya 1 resmi polis ve 1 nolu şahsın girip kapıyı kapattıkları görülmüş(tür). Arbede, içerde bulunan 1 resmi polis memuru, 1 nolu şahıs, 3 nolu şahıs ile bayan arasında devam ederken 3 nolu şahsın gömleğinin yırtıldığı görülmüş(tür).

KELEPÇEYLE YATIRIP ÜZERİNE OTURMA: ETKİSİZ HALE GETİRMEYMİŞ
Arbedenin bir süre devam ettiği, bayanın 1 ve 3 nolu şahıslar tarafından etkisiz hale getirilmeye çalışıldığı ve 1 nolu şahsın odadan çıkarak dönüşünde kelepçe ile odaya döndüğü ve yerde bayana kelepçe takılarak etkisiz hale getirildiği görülmüş, kelepçe takılması sonrasında bir süre daha fiziki müdahale devam ettiği ve sonrasında bayanın kelepçeli vaziyette kameranın çektiği ifade alma odasından bekleme salonuna alındığı görülmüştür."

5 AY SONRA AÇIĞA ALINDILAR
Görüntülerin 27 Temmuz'da Emniyet'in elinde olmasına rağmen sanık polislerin görüntülerin yayınlanmasından sonra gelen idari baskıya kadar açığa alınmamaları da dikkat çekti. Emniyet'in polisleri açğa almamasında, hazırlanan raporda vahim dayaktan hiç bahsedilmemesinin etkili olabileceği belirtildi. (11 Aralık 2011)



YARGI SKANDALI BÜYÜYOR: SAVCI DA SEYRETMİŞ!

Kemal GÖKTAŞ
İzmir'de Karabağlar Polis Merkezi'ndeki vahim dayak görüntüleriyle birlikte ortaya çıkan skandallara her gün bir yenisi ekleniyor. Son olarak Savcılık, elinde kamera görüntüleri olduğu halde, korkunç dayağı izleyen ve hiç müdahale etmeyen polis memurlarına dava açılması talebini reddetti. Savcı Alaaddin Dokur, mağdur Fevziye Cengiz'in "Ben dayak yerken izlediler" yönündeki beyanı için "İddialar soyut" dedi ve kamera görüntüleriyle dayağı izledikleri, hatta gizlemek için perdeyi kapattıkları ortaya çıkan polisler hakkında "kovuşturmaya (davaya) yer olmadığına" karar verdi. Savcılık ayrıca dayak attıkları kamera görüntüleri ile ortaya çıkan 2 polis hakkında "hakaret ve tehdit" suçlarından da dava açılmasına gerek olmadığına karar verdi.

İŞKENCEYİ İZLEYEN POLİSLERDEN DE ŞİKAYETÇİ OLDU
Fevziye Cengiz, kendisini karakolda dakikalarca döven 2 polisin yanı sıra Tekin Doğan isimli polis ve odada bulunduğu halde dayağa hiç ses çıkarmayan, hatta dayağın dışardan görünmemesi için stor perdeyi indirdiği görüntülere yansıyan 40 yaşlarındaki beyaz saçlı polis memurundan da şikayetçi oldu. Cengiz, bu polislerin dayak sırasında yalvararak kendilerinden yardım istediği halde hiçbir şey yapmayarak suça iştirak ettiklerini belirtti. Cengiz'in avukatları da Türk Ceza Kanunu'na göre "ihmali suretle işkenceye katılma" suçundan dava açılmasını istedi.

DAYAKÇI POLİSLERE "HAKARET VE TEHDİT"TEN DAVA YOK
Kameralardaki feci dayak görüntülerine rağmen polis memurları Beyit Sezgen ve Hakan Yörük hakkında sadece "basit yaralama" suçundan 1.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açan Alaaddin Dokur, 28 Kasım tarihli kararı ile iki polis hakkında "hakaret ve tehdit" suçundan dava açılmasına gerek olmadığına karar verdi. Dokur ayrıca mağdur Fevziye Cengiz'in dava açılmasını istediği Tekin Doğan ve perdeyi kapatarak işkenceyi gizlemeye çalışan beyaz saçlı polis hakkındaki iddialara ilişkin şu kararı verdi:

KAMERA GÖRÜNTÜLERİNE RAĞMEN "İDDİALAR SOYUT" DEDİ
"Tüm delillerin değerlendirilmesinde müştekinin bu iddialarının soyut kaldığı, iddiayı destekler başkaca somut ve inandırıcı delil elde edilmediği ve müşteki somut delil ileri süremediğinden belirtilen suçlar yönünden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi."
Savcılığın, 29 Temmuz'dan itibaren soruşturma dosyasına giren görüntülere rağmen böyle bir karar vermesi dikkat çekerken Cengiz'in avukatlarının karara Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi'nde itiraz edecekleri belirtildi.

VALİ VE EMNİYET MÜDÜRÜ "KORKMAYIN" GÜVENCESİ VERDİ
Bu arada karakolda yediği feci dayağın kamera görüntülerinin ortaya çıkmasından sonra Türkiye'nin gündemine oturan Fevziye Cengiz'i dün İzmir Valisi Cahit Kıraç, Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz ile Sosyal Hizmetler İl müdürlğünden yetkililer aradı. Fevziye Cengiz'in eşi Murat Cengiz'le görüşen Vali ve Emniyet Müdürü'nün Cengiz ailesine olaydan sonra aldıkları tehditler nedeniyle korktuklarına ilişkin açıklamalarını hatırlatarak güvenlikleri konusunda bir korkularının, tereddütlerinin olmamasını söyleyerek güvence verdiklerini söyledikleri öğrenildi.

DEVLET İLGİSİ: CEP TELEFONU NUMARASINI TEYİT İÇİN GECE 1'DE ARADILAR
Ancak Cengiz'in cep telefonu numarasının teyidi için polisin seçtiği yöntem dikkat çekti. Fevziye Cengiz'in korkudan sık sık kapalı tuttuğu cep telefonu Cumartesi'yi Pazara bağlayan gece saat 1'de çaldı. Geceyarısı gelen telefon nedeniyle oldukça tedirgin olan Fevziye Cengiz, korkarak da olsa telefonu açtığında karşısındaki ses polis memuru olduğunu, amirlerinin telefon numarasını istediğini, numarayı doğrulamak için kendisini aradığını söyledi.

TABİP ODASI DA İNCELEME BAŞLATTI
Bu arada İzmir Tabip Odası da Fevziye Cengiz'in dövüldüğüne ilişkin beyanını raporuna geçirmeyen ve vücudunu muayene etmeyerek sadece yüzünde ve elinde basit lezyonlar olduğu yönünde rapor veren doktor A.T hakkında inceleme başlattığı öğrenildi.

MÜLKİYE MÜFETTİŞLERİ İFADE ALACAK
İçişleri Bakanlığı'nın kamera görüntülerinin ortaya çıkmasından sonra açtığı idari soruşturma çerçevesinde görevlerilen müfettişlerin de göreve başladığı ve tarafların ifadesini almaya başladığı öğrenildi.




POLİSTEN TRAJİ-KOMİK ŞİKAYET
MAĞDUR KADINI DÖVMEKTEN AĞRIYAN KOLU İÇİN RAPOR ALMIŞ!

Kemal GÖKTAŞ
İzmir'de Karabağlar Polis Merkezi'nde Fevziye Cengiz'i dövdükleri kamera görüntüleri ile ortaya çıkan iki polis memurunun olay gecesi mağdur kadından şikayetçi olmak üzere gittikleri doktordan rapor alırken traji-komik beyanlarda bulundukları ortaya çıktı.

SAĞ KOLU AĞRIYORMUŞ
İki polis memurundan Beyit Sezgen'in şikayeti doktor raporuna "Saat 00.30'da Karabağlar Çetin Müzikhol'de olağan denetleme görevimi yaparken şahıs tarafından mukavemetle karşılaştım. Sağ kolumda ağrı var" dedi. Doktor Arpat Kandemir de bu şikayeti sonrasında "muayene" ettiği Sezgen'in sağ dirseğinde 2x3 cm hiperemi saptandığını yazdı. Aynı şekilde Tekin Doğan da "sağ elime darbe aldım" derken muayene sonrasında rapora sağ el dorsede 0,5 cm yezeysel sıyrık saptandığı yazıldı. "Sağ kolumda ağrı var" diyen Hakan Yörük içinse sağ kolda 2x3 cm mor ekimoz saptandığı yazıldı. Bu üç polis memurunun ifadelerinde Fevziye Cengiz'in "eliyle kolunu ittiği, elini tırmaladığı ve ittiği" iddiaları vardı.
Ancak polis memurlarının karakoldaki feci dayaktan sonra gittikleri doktorda muhtemelen Fevziye Cengiz'i döverken oluşan "kol ağrıları"nı şikayet olarak belirtmeleri dikkat çekti.

2 İNCELEME BİR SORUŞTURMA
Bu arada VATAN'ın ortaya çıkardığı skandalla ilgili 2 ayrı inceleme ile bir soruşturma başlatıldı. Fevziye Cengiz'in "döcüldüm" şikayetini dinlemeyen ve mağdur kadını muayene etmeden sadece elindeki ve yüzündeki hafif lezyonları raporuna geçirdiği iddia edilen doktor Arpat Kandemir hakkında inceleme başlattı. İzmir Tabip Odası Başkanı Erdener Özer, olayın mutlaka araştırılması ve incelenmesi gerektiğine, ortada doktor tarafından işlenmiş bir suç söz konusuyla disiplin yönetmeliği gereğince işlem yapılacağına işaret etti. Özer, polislerin doktor üzerinde baskısının olup olmadığı sorusuna "Bizim bu konuyla ilgili, bu durumda bir hastaya nasıl yaklaşılması gerektiği aşikar. Kanıta dayalı tıp verileri içinde bunu yapıyoruz. Bunun bir protokolü vardır ve bunu uyguluyoruz. Eğer bir hekim Hipokrat Yemini ettiyse bu protokole uymak zorundadır" dedi.

MÜFETTİŞLER MAĞDUR KADINLA GÖRÜŞTÜ
HSYK da konuyla ilgili olarak savcılar hakkında inceleme başlattı. İçişleri Bakanlığı'nın başlattığı idari soruşturma kapsamında göreve başlayan mülkiye müfettişleri de dün Fevziye Cengiz ve avukatı ile görüştü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder