Sayfalar

29 Eylül 2011 Perşembe

DARÜLACEZE'DE YOLSUZLUK VE YARGI SKANDALI

- YARGI SKANDALINI YİNE YARGI BELGELEDİ

Kemal GÖKTAŞ
Türkiye'nin en köklü hayır kurumlarından olan ve 114 yaşındaki Darülaceze'de, zimmet, irtikap ve ihaleye fesat karıştırmak iddialarıyla yaptığı suç duyurusu üzerine mahkeme kararıyla arama yapıldı. Arama kararı veren İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi, kurumun eski avukatlarından Hatice Özdemir'in Haziran ayında yaptığı suç duyurusundan sonra savcılığın doğrudan soruşturma açması ve arama yaptırması gerekirken hiçbir delil toplamadan sadece İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu'ndan inceleme istemesinin kanuna aykırı olduğuna dikkat çekti. Şüphelilerin işlemlerden haberdar oldukları için delilleri kararttıkları iddiası olduğuna dikkat çeken mahkeme, kurumun kamera kayıtlarına da el konulmasını istedi. Mahkeme, savcılığın yaklaşık 4 aydır soruşturma yapmamasının hem kamuoyunun adil yargılanmaya olan güvenini sarsacağı hem de şüphelilerin aklanma haklarının ellerinden alacağı uyarısında bulundu.

52 BELGEYLE SUÇ DUYURUSU
Darülaceze'de 2006-2010 arasında avukat olarak çalışan Hatice Özdemir, 1 Haziran'da Şişli Başsavcılığı'na başvururak Darülaceze Müdürü ve İstanbul Vali Yardımcısı Yalçın Bulut ile Müdür Yardımcıları İlhan Uğur ve Bülent Durgun hakkında "zimmet, ihaleye ve edime fesat karıştırma, irtikap" suçlarından suç duyurusunda bulundu. Özdemir, suç duyurusuyla birlikte savcılığa iddialara ilişkin 52 adet belge verdi.
Suç duyurusunda, soruşturma izni alınmasına gerek olmadığı ve şüphelilerin halen görevde olması nedeniyle delilleri yok etmelerinin önlenmesi için Darülaceze'de derhal arama yapılması gerektiği belirtildi.



SAVCI 4 AYDIR HİÇBİR DELİL TOPLAMADI
Soruşturmayı üstlenen savcı, herhangi bir arama ya da el koyma yoluna gitmedi. Bunun üzerine savcılığa tekrar başvuran avukat Özdemir, savcılığa bu konudaki talebini yineleyen 2 ayrı dilekçe verdi. Savcı ise soruşturmayı doğrudan yürütmek yerine İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu'na iddiaları araştırması için talepte bulundu. Savcılık ayrıca Başbakanlık ile Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na da bilgi verdi. Bir süre sonra da soruşturma dosyası Memur Suçları bürosuna gönderdi. Bu bürodaki savcı da önceki savcı gibi hiçbir işlem yapmadı.
Avukat Özdemir, İstanbul 30. Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurarak delillerin yok edilmesine karşı kurumda arama yapılmasına karar verilmesini istedi. Bu dilekçeyi mahkemeye havale eden savcı, evrakın altına el yazısı ile soruşturma ile ilgili olarak müfettiş görevlendirildiği için arama yapılmasına gerek olmadığı yönünde görüş yazdı. Mahkeme de savcının talebi doğrultusunda, 9 Eylül'de arama yapılması istemini reddetti. Özdemir, mahkemenin kararına karşı bu defa istanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi'nde itiraz etti.

MAHKEME: "SAVCI SORUŞTURMA AÇMALI VE DELİL TOPLAMALIYDI"
Mahkeme hakimi Bahar Tanrıverdi, geçen Pazartesi günü verdiği kararda, savcılığın 1 Haziran'dan bu yana hiçbir delil toplamamasının Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki "savcı, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla yükümlüdür" ilkesine aykırı olduğunu belirtti.

KAMUOYUNUN ADİL YARGIYA GÜVENİNİ SARSAR
Kararda, Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'na göre, söz konusu suçlamalarla ilgili soruşturma yapılabilmesi için yetkili amirin izin vermesinin gerekmediği ve savcıların doğrudan soruşturma açmakla yükümlü oldukları hatırlatıldı. Buna rağmen savcılığın İçişleri Bakanlığı'ndan müfettiş incelemesi istemiyle yetindiğine dikkat çekilen kararda bu durumun "kanunun amir hükümlerinin emir ve ruhuna aykırı olduğu" belirtildi. Kararda "(Bu durum) iddiada bulunanlar ve kamu yönüyle adil yargılamaya güveni sarsacağı gibi şüpheliler yönü ile de sürekli zan ve şüphe altında zihinlerde yer almaları ve tamamen aklanma imkanlarını ellerinden alma sonucunu da doğuracaktır" denildi.

"BELGELERE VE KAMERA KAYITLARINA EL KONULSUN"
Mahkeme, bu gerekçelerle Darülaceze'de 27 Eylül ve 28 Eylül tarihlerinde gündüz arama izni verilmesine karar verdi. Mahkeme, arama sırasında son 2 yıl içinde yapılan tüm ihale dosyaları, satın almalara ilişkin fatura ve benzeri belgeler, kantin hesabına ait gayri resmi defter ve belgeler ve son 2 yıl içinde satın alınmış gözüken demirbaşın fiilen mevcut olup olmadığının tespit edilmesini istedi. Kararda, ayrıca, delillerin karartıldığı iddiasına ilişkin olarak da Ağustos 2011 ve sonrasındaki kurum kamera kayıtlarına el konulmasına karar verildi. Bu karar uyarınca İstanbul Emniyeti Mali Şube ekipleri dün sabah saatlerinde Darülaceze'ye giderek arama yaptı.

SUÇLAMALAR...

Kurum menfaatlerini savunduğu, hukuk dışı uygulamaların kaldırılması için çalışırken yetkilerinin daraltıldığı ve sözleşmesinin feshedildiğini belirten Özdemir, şu iddialarla bulundu:
* Kantin hesabında biriken paralar yasal olarak talep edilemeyecek cep telefonu, müdüre CD vb. alınması, yasal olmayan seyahat ve yolculukların masrafı gibi harcamaların finansmanında kullanılmaktadır.
* Darülaceze çevresinde bulunan kurban satış yerleri gayri resmi kiraya verilerek sağlanan bedelin bir kısmı personele dağıtılmakta, artan kısmı müdüre verilmektedir. 2009 için bu bedel 275 bin TL'dir.
* Alımları parçalayarak istisna sınırı altında gerçekleştirilmesi, piyasa araştırmalarının hiç yapılmaması veya yapılmış gösterilmesi gibi yöntemler uygulanmaktadır. Sadece 2009 Temmuz ayında 1 adet olan satın alma 8 adet satın alma şekline getirilerek 33 bin 76 TL sınırı aşılmadan 9 satın alma aynı firmadan gerçekleştirildi. Böylece 142 bin 694 TL tutarındaki elekronik ve elektrikli beyaz eşya yasal ihale yapma zorunluluğuna rağmen doğrudan alındı.
* Güvenlik hizmeti, mobilya, para kasası alınması gibi aslında olmayan ihtiyaçlar için tanıdık çevreye "satış" ve "şahsi ihtiyaçların sağlanması" amacıyla alım yapılmıştır.
* Taşeron ile 229 bin 630 TL+KDV tutarlı hizmet alımı sadece ek protokol ile düzenlenmiştir. Hizmeti satın alınan ekmek üreticisi çamaşırhanede, inşaatçı bulaşıkhanede, çocuk bakıcısı fırında, çamaşırcı kesimhanede, bulaşıkçı ve kasap "Teknik İşler"de çalıştırılmaktadır.
* Kurum müdürü görev gereği olmayan seyahatlerini kurum aracı ile yapmış ve böylelikle benzin vb. giderlerini kuruma ödettirerek menfaat sağlamıştır.

MUHASEBE YETKİLİSİNDEN MÜDÜRE: "ÖDEME EMRİ YASAYA AYKIRI"
Bu protokol ile ilgili hak ediş ödenmesi için yapılan iç yazışmalar sırasında, Mali İşler Müdür Yardımcısı ve Muhasebe Yetkilisi, Müdür Yalçın Bulut'a yazdığı yazıda "işlem her ne kadar İhale Kanununun öngördüğü hükümlere göre yapılmamış olsa da, harcama yetkilisi olarak bu uygulamadan doğabilecek sorumluluğun makamınızca üstlenilmesi halinde ilgili firmaya hak edişinin ödenmesini onayınıza arz ederim" demiştir.
Yetkilinin bu uyarısına karşı Müdür Bulut, tehditte bulunarak, metinde kendi sorumluluğundan bahseden satırların çıkartılmasını dayatmış ve el yazısı ile aldığı notlarla yazının değiştirilmesini sağlamıştır. Müdürü uyaran yetkili bir süre sonra görevden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder