Cumhuriyet’ten ayrılık zamanı geldi.
Cumhuriyet, bana son 3 yıldır, 18 yıllık gazetecilik hayatımda görmediğim bir özgür habercilik ortamı sağladı. Müteşekkirim.
Gazeteye bir hükümet operasyonu ile gelen “yeni yönetimin” nasıl bir gazetecilik anlayışına sahip olduklarını ise yayınladıkları “bildiri” tadındaki yazılardan gördük.
Vakfa Saray destekli bir operasyonla el konulduğu aşikâr. Düşünün ki bu davanın böyle sonuçlanacağını 2 yıl önce gazetecileri ve gazeteleri hedef göstermesiyle ünlü bir yandaş yazar yazmıştı.
Ali Sirmen bugün “Bunun neresi saray darbesi” diye biten bir yazı yazmış. Kendisine Cumhuriyet’te yayınlanan şu yazıyı okumasını tavsiye ederim. Görmek isteyen için orada bu darbenin ne olduğu açıkça yazıyor.
Son olarak bu “değişimden” sevinç duyanların listesi de bize büyük umutsuzluğumuzu hatırlatıyor: Söz konusu olan özgürlükler, barış ve demokrasi olduğunda sarayın yanında hizalanan kesimlerin genişliği ne yazık ki bu iktidarın en büyük gücü.
Umuyorum ki hükümet desteğiyle o koltuklara oturanlar haberciliği önceler ve Cumhuriyet’in yoluna devam etmesini sağlarlar. Bunu en çok Cumhuriyet’te çalışan emekçi arkadaşlarım için diliyorum.
Biz elbette kendimize yeni mecralar bulup gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gazeteciliğin temel ilkelerini ve yola çıkarken duyduğumuz heyecanı unutmadan.
Görüşmek üzere
Kişisel duruma ilişkin not: Geçen yıl Oxford Üniversitesi’ndeki Reuters Enstitüsü’nün burslu gazetecilik araştırma programı için Oxford’a gelmiştim. Program bitti ve Mayıs'tan itibaren Cumhuriyet'e haber yazıyordum. Bu yıl için de Cumhuriyet’le haftada bir Londra yazısı, analizler ve haber yapmak üzere anlaşmıştık ama artık bunun bir imkânı kalmadı.